dikişsiz çözgülü örmecilikle yuvarlak örmecilik arasındaki fark

cifra spa firmasının çözgülü örme kumaşın yuvarlak örme kumaşa göre avantajlarını anlatan bir tanıtım filmi yapmış.

cifra spa firması çözgülü örme kumaşlarla dikişsiz olarak tek parça halinde giysi üreten bir firma

videoda WKS denilen şey “warp kintting seamless” yani dediğim gibi dikişsiz çözgülü örmecilik demek

videonun hd kalitesinde olması makineleri görmek açısında güzel bir ayrıntı

pamuk hakkında belgesel

pamuğun tarihi-kullanımı hakında bir belgesel oldukça kapsamlı.

history channel – modern marvels

For a soft, fuzzy, white fiber, cotton has played a starring role in history. As well as being one of the most useful of materials, cotton has created empires, helped launch at least one civil war, jumpstarted the Industrial Revolution, and become the world’s most ubiquitous fabric (you must be wearing at least a piece of it right now). Follow the jaunt cotton makes “from dirt to shirt”, as they say in the textiles trade, and the lesser-known journey it makes into thousands of products, including gunpowder, cattle feed, plastics, photographic film, lipstick, and ice cream. We also examine cotton’s historical place beginning with its ancient origins, especially India, and examine the many innovations in which cotton had a hand, like the cotton gin, which separated cotton from seed and also had a hand in both oppression and progress in both America and England. And don’t forget that evil critter, the boll weevil!

Cotton is a soft, fluffy staple fiber that grows in a boll, or protective capsule, around the seeds of cotton plants of the genus Gossypium. The fiber is almost pure cellulose. Under natural condition, the cotton balls will tend to increase the dispersion of the seeds.

The plant is a shrub native to tropical and subtropical regions around the world, including the Americas, Africa, and India. The greatest diversity of wild cotton species is found in Mexico, followed by Australia and Africa. Cotton was independently domesticated in the Old and New Worlds. The English name derives from the Arabic (al) qutn قُطْن, which began to be used circa 1400 AD. The Spanish word, “algodón”, is likewise derived from the Arabic.

The fiber is most often spun into yarn or thread and used to make a soft, breathable textile. The use of cotton for fabric is known to date to prehistoric times; fragments of cotton fabric dated from 5000 BC have been excavated in Mexico and the Indus Valley Civilization (modern day Pakistan). Although cultivated since antiquity, it was the invention of the cotton gin that so lowered the cost of production that led to its widespread use, and it is the most widely used natural fiber cloth in clothing today.

Current estimates for world production are about 25 million tonnes annually, accounting for 2.5% of the world’s arable land. China is the world’s largest producer of cotton, but most of this is used domestically. The United States has been the largest exporter for many years.

Temel Örme Bilgileri

Örücü elemanlar vasıtasıyla ilmek şekli verilen ipliğin, kendinden önceki ve sonraki ilmekler ile bağlanması sonucu oluşturulan yüzeylere örme kumaş denir.

Teknik açıdan örmecilik başlıca iki gruba ayrılır:

1.Atkı Örmeciliğinde, tekbir iplik enine ilmekler yapar. Bu ilmeklerin alt ve üst ilmek sıraları ile bağlanması sonucu bir yüzey oluşur. Bu örgü türünde ipliği çektiğimizde örgü enine yönde sökülür. Atkı örme yöntemi ile elde edilen ürünlerden bazıları; kazak, yelek, ceket, etek, elbise gibi dış giysilikler, fanila, külot gibi iç giysilikler, T-Shirt, eşofman, sweet-shirt gibi penye ürünleri, çorap, bazı tıbbi ve teknik kumaşlardır.

2. Çözgü Örmeciliğinde, her iğneye en az bir iplik beslenir. Her iğnenin ayrı ayrı oluşturduğu ilmek çubuklarının yanındaki ilmek çubukları ile bağlanması ile yüzey oluşur. Bir çözgü örme mamulü sökmeye çalıştığımızda ya hiç sökülmez ya da boyuna yönde biraz sökülür. Çözgülü örme yöntemi ile elde edilen ürünlerden bazıları; tül perde, dantel, mayo ve döşemelik kumaşlar, havlu ve halılar, bandaj ve suni damar gibi tıbbi malzemeler, ayakkabı yüzü, filtre, çuval, sera örtüsü gibi teknik kumaşlardır.

tablo-43_0 Tablo-43                                                                    Tablo-43 Ayrıntı İçin Resme Tıklayın

1. ÖRME MAKİNALARI

1.1 Örme Makinalarının Sınıflandırılması

Farklı iğne tiplerinin ilmek oluşturma yöntemi farklı olduğundan her bir iğne için değişik bir makina geliştirilmiştir. Buna göre örme makinalarını şöyle sınıflandırabiliriz.

tablo-44 Tablo-44                                                             Tablo-44 Ayrıntı İçin Resme Tıklayın

1. Cotton Makinaları da denilen bu tip makinalarda, arka yüzünde iplik atlamaları olmaksızın renkli desenli ince kazaklar üretilir.
2. Mayözlü Makinalar, tüp halinde düz veya atlamalı desenli kumaşların üretiminde kullanılır.
3. Trikotaj makinaları olarak adlandırılan bu tip makinalar üç gruba ayrılır:
a. Tek yataklı olanları, kalın kazak üretiminde kullanılan ev tipi makinalardır,
b. Çitf yataklı olanları, her türlü desenin üretimine uygun olup V-yataklı makinalar olarak adlandırılır. Sanayide en çok kulla¬nılan trikotaj makinasıdır.
c. Özel iki ucu dilli iğnelerin kullanıldığı haraşo makinalarının kullanımı oldukça azdı.
4. Daha ince örme mamullerin üretiminde kullanılan yuvarlak örme makinaları da üç gruba ayrılmaktadır.
a. Tek yataklı olanları sanayide süprem veya single-jarsey makinası olarak adlandırılmaktadır, küçük çaplı olanları ince bayan çorabı üretiminde kullanılır.
b. Birbirine dik iki iğne yatağına sahip bu makinalar sanayide silindir- kapak veya double-jarsey makinaları olarak adlandırılmaktadır. İki yataktaki iğneler yükseldiğinde birbirinin arasından geçiyorsa rib, birbirine karşılık geliyorsa interlok makinası diner.
c. İki ucu dilli iğnelerin kullanıldığı tip, çift silindir makinası olarak adlandırılır ve çorap üretiminde kullanılır.
5. Çözgü otomatı oiarakda bilinen bu makinalarda ince her türlü giysilik kumaş üretmek mümkündür. Desenlendirme imkanı sınırlıdır.
6. Raşel olarak da adlandırılan bu makinalarda desenlendirme imkanı çok yüksektir. Özellikle dantel ve fantazi kumaş üretiminde kullanılırlar.
7. Halı üretiminde, balık ağı vs…
Örme makinalarında ilmek oluşumuna örnek olması açısından tek yataklı dilli iğneli örme makinasında ilmek oluşumu Şekil 3 ‘de verilmiştir.

1.2 Örme Makinaları Hakkında Bilgiler
1.2.1 Makinayı Tanıtıcı Bilgiler
a. Makina İnceliği (E): Belirli mesafedeki iğne sayısı olup, mesafe ölçüsü olarak genellikle İngiliz ölçü birimi inch (1 inch = 2,54 cm) kullanılır. İncelik, üretiminde kullanılacak iplik numarası, çalışma hızı, örgü cinsi, elde edilecek dokunun eni ve en çekmesini doğrudan etkileyen bir faktördür.
b. Makina Çapı (D): Yuvarlak örme makinalarında çıkacak dokunun enini belirleyen bir ölçüdür. Mamulün kullanım yerine göre değişik çaplarda makinalar seçilir. Birim olarak inch (*) kullanılır.
c. Çalışma Hızı (v): Düz örme makinalarında kilit sisteminin, yuvarlak örme makinalarında iğne yatağının m/sn olarak hızıdır. Bu hız, makinanın örme prensibine (RL, RR, LL), desenlendirme durumuna, makina eni veya çapına, örgünün yapısına ve kullanılan iplik özelliklerine göre belirlenir. Yuvarlak örme makinalarında hız

d. İplik Numarası (v): Bir örme makinasında kullanılacak iplik numarası başta makina inceliği olmak üzere, örgünün yapısı ve özelliklerine göre belirlenir.

tablo-45 Tablo-45                                                                Tablo-45 Ayrıntı İçin Resme Tıklayın

Bu bilgiler dışında bazı yuvarlak örme makinaları için şu ek bilgiler sıralanabilir:

Örme Prensibi Makina Tipi D” E SS/inch
RL İnce bayan çorabı 3.5-4.5 32-42 <4.8
düz/desenli dış giysilikler 18-60 7-34 <4
Jakarlı dış giysilikler 11 -24 18-32
vücut ölçüsünde iç giysilikler 30 5-32 <4
3 – iplik futter 11 -32 12-28
havlı kumaşlar 10-34 7-28 <2
RR düz / desenli dış giysilikler 6-36 7-42 <4
Jakarlı dış giysilikler 10-32 5-30 <3.2
vücut ölçüsünde iç giysilikler 10-24 10-22
LL şoset çoraplar 1.5-5 2-26 <2
dış giysilikler 30-33 4-20 <0.8

RL: Single – Jarsey, RR: Rib, LL: Haroşe

RL yuvarlak örme mak. İçin

tablo-46 Tablo-46                                                                   Tablo-46 Ayrıntı İçin Resme Tıklayın

tablo-47

Yuvarlak Örme Makinelerinde Desenlendirme Yöntemleri

Örme  kumaş  üretiminde  çeşitli  tertibatlarla, örme tekniğiyle, renkli  veya  tek  renk  olarak  kumaş  yüzeyinin  görünüşünü  değiştirmek  amacıyla  farklı  efektler  ve  motifler  oluşturulmasına  desenlendirme  adı  verilir.

Yuvarlak  örme  makinelerinde   özellikle  jakar tertibatı  ile  ve  elektroniğin  adaptasyonuyla  sınırsız  desenlendirme  olanakları elde  edilmiştir. Yuvarlak  örme  makinelerinde  desenlendirmenin  yapılabilmesi  için  makinenin  bazı  fonksiyonlarına istenilen  şekilde  kumanda  edilmesi  gerekiyor.

Bu  makine  fonksiyonları  şunlardır:
a) Örme  iğnelerinin  hareketleri,
b) İpliklerin  hareketleri,
c) Doku   çekim  tertibatının  hareketleri.

Yuvarlak   örme    makinelerinde     desenlendirme    yöntemleri, piyasada
kumanda  tertibatlarına, deseni  oluşturan  makine  fonksiyonuna  göre  veya   özel  isimlerle  tanımlanmaktadır. Buna  göre  bu  bölümde  yuvarlak örme  makinelerinde  desenlendirme   aşağıdaki  başlıklarda  incelenmiştir.

– İğne ve  kilit  (çelik-kafa)  dizimleriyle desenlendirme,
– İki   veya  ikiden  fazla  farklı  iplikle  yapılan   desenlendirme,
a)  Pelüş   desenlendirme,
a) Vanize  desenlendirme,
– Enine  çizgili  desenlendirme, ringel  tekniği,
– Jakar  donatımları  ile  desenlendirme,
– Aktarmalı  (transfer)  desenlendirme.
İğne  ve  Kilit  Dizimleriyle  Yapılan  Desenlendirme:

Yuvarlak  örme  makinelerinde  iğne  düzenlemeleri   ve   iğnelere  kumanda  eden  kilit  tertibatında   yapılan  düzenlemelerle  gerçekleştirilen  sınırlı şekilde  desenlendirmeye  olanak  tanıyan  desenlendirme  tekniğidir.

İğne ve  kilit  düzenlemeleriyle  iğnelerin  ilmek, askı  ve  atlama  hareketlerini   belli  bir  düzen içinde  yapmaları  sağlanarak  desenlendirme  gerçekleştirilir. Genellikle  tek  renkli  çalışmalarda  uygulanmakla  birlikte  çok  renkli  çalışmalarda  yapılabilir.

Yuvarlak  örmede  kilit  düzenlemeleri;

Yuvarlak  örmede  kilitler  dört  tip olabilir. Bu  kilit  tipleri  şunlardır;
– Basit  kilit, (yalnız  ilmek  yapar),
– İlmek  ve  atlama  yapan  kilit,
– İlmek  ve  askı  yapan  kilit,
– Atlama, askı  ve  ilmek  yapan  üç   yollu  kilit.

Yuvarlak   örmede  iğne  düzenlemeleri;

Yuvarlak  örme  makinelerinde  iğne  ve  kilit  düzenlemeleriyle   yapılan
desenlendirmede   iğnelerin  özellikleri de  kilit  özelliklerine  uygun  olmalıdır.

İğnelerde  ilmek, askı  ve  atlama  yapılmasını  sağlayan  özellikler  şunlardır.
a)  İğne  boyları  farklı   olabilir,
b) İğne  ayak  boyları  farklı olabilir,
c) İğne   ayak  sayıları  farklı  olabilir.

Bu  teknik  ile  yapılan  desenlendirmeye   örnek  olarak, tek  ve   çift  plakalı  yuvarlak  ilmek  askı  kombinasyonu  ile   yapılan  tek  toplama  lakost  örgü   verilebilir. Bu  örgü  ile  kumaş  yüzeyinde  bal  peteğine  benzer  efekt elde edilir.

İki  Veya İkiden   Fazla  Farklı  İplikle  Yapılan  Desenlendirme:

Yuvarlak  örme  makinelerinde  elyaf cinsi, renk, büküm, kalınlık   v.b  gibi  özellikleri  farklı  olan  iki  veya  daha  fazla  sayıda  ipliğin  aynı  anda  birlikte  örülmesiyle  yapılan  desenlendirme  yöntemidir. Yuvarlak  örme  makinelerinde  en az iki  iplik  ile  yapılan  desenlendirme  teknikleri  aşağıdaki  başlıklarda  incelenmiştir.

a) Pelüş   desenlendirme,
b) Vanize  desenlendirme.

Pelüş   Desenlendirme:

Tek  plakalı  (RL)  ve  çift  plakalı (RR)  yuvarlak örme  makinelerinde  uygulanabilen  bir  desenlendirme  tekniğidir.

Yuvarlak  örmede  uygulanan  pelüş  örgü  zemin  örgünün  bir  veya  her  iki  yüzünde  oluşan  ilmek  halkaları  (pelüş  askısı)  ile  karakterize  olur. Yani  pelüş  örgünün  oluşması  için  ilave  bir   iplik   kullanılması  şarttır. Bu  ilave  ipliğe  pelüş  ipliği  adı  verilir. Pelüş ipliği  ile  oluşturulan  ilmek  halkaları  bütün  yüzeyi  kaplayacak  şekilde  veya  örgü  üzerinde  kısım  kısım  da  uygulanabilmektedir. Jakarlı   pelüş  kumaşlar  ile  yüksek  hav  dayanıklılığı  ve  elestikiyet  sağlanabilmektedir.

 Pelüş  örgüsünün  oluşumu;

Pelüş  ipliği  kancalı  iğneye, zemin  ipliğinin  biraz  üstünde  bir  mesafede   verilir. Kancalı  iğnelerin  aşağıya  doğru  hareketi   ve   özel  tutma  düşürme  platinlerinin  (pelüş   platini)  öne  doğru  hareketi  ile  platinin  boğazı  içinde  ilmek  oluşturulur. Hav  ilmeklerinin  uzunluğu  (pelüş  ilmeği) platinin  boyutları  ile  ilgilidir.

Çift plakalı  RR   makinelerinde  pelüş  örgü  ayaklı  pelüş  çivileri   tarafından  oluşturulur. Bu  çiviler  kapak  iğneleri  yerine, kapak  kasnağına  yerleştirilir.

Özel bir iplik  klavuzu, pelüş  ipliğini  pelüş  iğneleri  üzerine, zemin  ipliğini de  pelüş iğneleri altına  koyarak   silindir  iğnelerinin  ilmek   oluşturmasıyla  tekrar  iki RL  örgü  yapmasını  sağlar. Pelüş  ipliğinden  oluşan    pelüş   örgüsünün  platin  ilmekleri   pelüş  ilmeklerini  teşkil  eder  ve  ilmek  oluşumundan  sonra   pelüş  çivilerinin   geri  çekilmesiyle  serbest  kalırlar.

Örtmeli  Desenlendirme, Vanize  Desenlendirme  (Plattier):

Özellikleri  birbirinden  farklı  iki  iplikten  (renk, büküm, kalınlık, elyaf  cinsi)  birisi  kumaşın  ön   yüzünde, diğeri  ise  ters  yüzeyinde  görülecek   şekilde   iğnelere  beslenerek  örülmeleri  ile  vanize   yani  örtmeli  desenlendirme  yapılır.

Vanize  desenlendirmede  iplikler  belirli  gerilim  altında, iğnelere  özel mekiklerle  belirli  aralıkta, ayrı  ayrı  gönderilirler. Fiyonk  platinleri  de  buna  uygun  olarak  arka  arkaya  iki  ağızlı  yapılmışlardır. Bu  şekilde  her  iki  iplik  de  aynı  iğne  üzerinde  aynı   anda   fiyonk  haline  gelir.

İplikleri  desene  göre  döndürmek, böylece örtme  işlemiyle   değişik  motifler  yapmak  için  ipliği  döndüren   özel  platinler  kullanılabildiği  gibi  özel  iplik  kılavuzları   ile  de  dönüşüm  sağlanabilir.

Vanize   örgü de  renkli  efektler  elde  edilmesi  farklı  iplikler  ve  desen  tertibatı  ile  uygulanır. Burada  kancalı  iğneler  ve  örtme  ipliği  kılavuzları  koordine  edilmiştir. Bu  kılavuzlar  iğnelerle  birlikte  hareket   ederler  ve  her  biri  kendi  renkli  ipliğini  kancalı  iğneye  verecek   şekilde  jakar  tertibatı   ile  kumanda  edilirler.

Enine  Çizgili   Desenlendirme, Ringel  Tekniği:

Yuvarlak   örme  makinelerinde  özellikle  süprem   örme  kumaşlarda  renkli  iplikler  ve  mekanik  tekniklerle  veya  elektronik  programlama  yöntemleriyle   enine  çizgili desen  oluşturma    tekniğine      piyasada    ringel     tekniği     ad  verilmektedir. Ringel  tekniği  düz

yüzeyli  yuvarlak  örme  kumaşlarda  uygulanan  ve  değişik  renkteki  ya  da  değişik  cinsteki  ipliklerin  desene uygun  olarak  yatay  sırada  bir   veya  birkaç  sıra  arayla   değiştiği   enine  çizgiler  desenler elde  etme  yöntemidir.

Renkli, enine  çizgili  örme  kumaşların  üretimlerinde   her  bir  örme  sisteminde, beş  renge  kadar  iplik  taşıyabilen   ringel aparatı kullanılır.

İplik kılavuzlarının değişimi bir kumanda tertibatı tarafından desene göre açılıp kapatılarak yapılır.

Ringel aparatı, bir sistem içinde makine çalışır durumda iken iplik değiştirebilmektedir. Böylece makinedeki hareket düzenine göre bir çok renkli ilmek sıraları oluşur. İplik kılavuzları bir delikli bant veya benzeri bir tertibat ile mekanik veya elektrikli  aktarma sistemi üzerinden devreye sokulur veya devreden çıkarılırlar.

İplik kullanım öncesi tutulmak ve kullanım sonrası kesilmek zorunda olduğu için, burada birde tutma ve kesme tertibatı gerekmektedir. Nispeten ucuza imal edilen bir desenlendirmedir. Desen boyutu isteğe bağlıdır.

Enine renk, cizgi veya bantların yapımı için bir halkalama donanımıda kullanılır. Bu isteğe göre negatif değişimde iplik kılavuzları,  keserek kopartma ve yapıştırarak ekleme kısımlarından meydana gelmiştir.

Jakar Donatımları ile Desenlendirme :

Yuvarlak örme makinelerinde en geniş desenlendirme olanağına sahip Desenlendirme donanımı jakar tertibatıdır. Jakar tertibatları ile hem iğneler tek tek kumanda edilir, hem de renkli iplikler sıralı olarak istenen şekilde seçilebilir.

Jakarlı makinelerde kapak iğneleri mutlaka uzun ve kısa iğneler olarak düzenli bir şekilde ayarlanır. Genellikle uzun-kısa olarak 1:1 düzen bulunur. Silindirde ise jakara göre

istenen iğne seçilir. Bu iğnelerin hepsi birden çalışır kabul edilir.

Jakarlı örmelerde, her sistem için desene bağlı olarak tek tek iğne seçimi söz konusudur. Bunun için gerekli olan desen tertibatları  belli bir takım iğneleri mekanık veya elektronik olarak yakalama veya örme pozisyonuna getirilebilecek durumda olması gerekmektedir. Bu görev;

– Desen platinleri,
– Desen çarkları (Diskleri veya dişlileri),
– Çivili desen tamburları,
– Programlanabilir desen dişlileri,
– Kumanda manyetikleri tarafından yerine getirilmektedir.

Bütün desen tertibatları silindir iğnelerine kumanda ederler. Kapak iğneleri ile de   kumaşın arka yüzü meydana getirilir.

Yukarıda sıralanan jakar tertibatları ile iğnelere üç şekilde kumanda edilmektedir.
– Direkt iğnelerin seçimi ,
– İndirekt olarak iğnlerin seçimi,
– Elektronik olarak iğnelerin seçimi,

Delikli  Desenlendirme, ( Ajur, Aktarma) :

Yan yana veya  karşılıklı iğnelerin birbirleri üzerindeki ilmeklerin yarım, tam, dağıtma ve benzeri ilmek şeklinde aktarılması ile yapılır. Delikli, gözenekli  düzenli  desenler  elde  edilir. Yuvarlak  örme  makinelerinde  aktarmalı  desenlendirme  iki  şekilde  yapılır.
a) Bir iğne  üzerindeki  ilmeğin  yanındaki  iğneye  aktarılması,
b) Bir iğne  üzerindeki  ilmeğin karşısındaki  iğneye  aktarılması.

Yandaki İğneye  İlmek  Aktarma:

Her  iki  iğnede bir  ilmek  bacağı, bir  iğne  aktarma  teşkilatı  yardımıyla  komşu  iğneye  aktarılır. Birinci  iğne  üzerinde  kalan diğer  bacak, kullanılan  bire-bir  baskı  çark  yardımıyla  düşürülür. Böylece  birinci  iğnedeki  ilmek  tamamen  yandaki  iğneye  aktarılmış  olur.

Karşıdaki  İğneye  İlmek  Aktarma:

Aktarma  tertibatı olarak, silindir  iğnelerindeki  ilmekleri, kapak  iğnelerine  aktaran   desen  tertibatları  ve  özel  aktarma  iğneleri  kullanılmaktadır. Yuvarlak  örme  makinelerinde iğneler  sürekli  kavrama  halinde  olduğu  için  düz  örme  makinelerinde  ki   gibi  iğne  kanallarına  yana  doğru   kayma  hareketini  yapması  imkansızdır.

Hem silindir, hem de  kapak  yatağında  bulunabilen  aktarma  iğneleri  ile  kapak  iğnesi  ilmekleri  silindir  iğnelerinin  üzerindeki  ilmeklerin  kapak  iğneleri  üzerine  aktarılabilmektedir.

Delikli  görünüm  desene  göre  gerçekleşebilmesi  için  silindir  ilmekleri  jakar  desen  tertibatı ile  seçilerek  aktarılır.

FANTEZİ İPLİK NUMARALANDIRMASI

Fantezi iplik numaralarının hesaplanmasında göz önünde bulundurulacak en önemli nokta büküm aşamasında iplik boylarında meydana gelen kısalmalardır. Bu kısalma oranları, büküme katılan her bir iplik için farklı olabilir. Bu sebeple katlı iplik numaralandırmaları ile fantezi iplik numaralandırmaları birbirinden ayrılır.Fantezi ipliklerde kısalma oranının dikkatli hesaplanması gerekir.

Örnek
Nm 30 numarada ve %2’lik kısalma oranına sahip bir iplikle, Nm 20 numarada ve %10’luk kısalma oranına sahip iki iplik birbiri üzerine katlanarak fantezi iplik elde edilecektir. Fantezi iplik numarasını hesaplayınız.(Verilen kısalma oranları büküm sırasında meydana gelen kısalma oranlarıdır.)

Çözüm :
Çözümü iki basamakta yapacak olursak:
1.adım :
1.iplik   = Nm 30, %2 kısalacak
2.iplik   = Nm 20, %10 kısalacak
Nmz      = ?
Nm 30 = 30 m → 1g ⇒ 30 x 2    = 0,6 m   bükümde meydana gelen kısalma
100
30 – 0,6 = 29,4 m    bükümden sonraki  uzunluk ( ağırlık değişmez )
Nm 20 = 20 m → 1g ⇒20 x 10  = 2 m     büküm esnasındaki kısalma
100
20 – 2 = 18 m     bükümden sonraki  uzunluk

2.adım
18 m         1 g
29,4 m       X
X = 29,4 x 1   =1,63 g
18

Uzunluklar eşitlenir ve toplam ağırlıklar bulunur
Toplam ağırlık =1+ 1,63 = 2,63 g
Uzunluk = 29,4 g

Nmz  = uzunluk / ağırlık = L / G
= 29,4 m / 2,63 g  ⇒  Nmz  11,2
Sonuçta elde edilen fantezi iplik numarası Nm 11,2 ‘dir.
İplik boylarında meydana gelen kısalma oranları formülüze edilirse:
C = F – L    x 100           veya;
F
F = ____L_____
1- C
100
C : Bükümden dolayı meydana gelen kısalma yüzdesi
F : Bükülen ipliğin büküm öncesi uzunluğu
L : Bükümden sonraki uzunluk

İPLİK BÜKÜM HESAPLARI

BÜKÜM HESAPLARI

Büküm, ipliğin kendi ekseni etrafında kıvrılması olarak tanımlanabilir. Veya, iplik üzerinde belli uzunluktaki helis helezon sayısına büküm denir.
Büküm / metre = T / m  →    Tur / metre

Büküm / inch = T / ”

Bükümü üç açıdan incelenebilir:

1-) İpliğin bükülme prensipleri
2-) İpliğin büküm sayısı ve büküm yönü
3-) Şema üzerinden büküm hesaplamaları

İpliğin Bükülme Prensipleri

İpliğe asıl büküm, iplik makinasında verilir.İplik büküm almadan önce ince fitildir.

Open-End iplik makinasında önce açma işlemi yapılır, sonra büküm gerçekleşir.

Fitilde büküm çok azdır, buna geçici büküm demir. Genel olarak;
Pamuk iplikçiğinde Köchling formülü,
T/ ” = α e √ Ne             kullanılır.
Yün iplikçiliğinde ise
T / m= α m  √ Nm’dir.
α e  katsayısı için değerler çözgü-atkı ve trikotaj iplikleri için değişir. Bu değerler aşağıda verilmiştir.

Çözgü         Atkı             Trikotaj
Pamuk α e      4-5            3,2-3,8            –          →       Kısa stapel pamuklar
değerleri     3,8-4,5       3,0-3,5           2,5-3     →      Orta  stapel pamuklar
3,4-3,8      2,5-3              2,2-2     →      Uzun stapel pamuklar

PAMUK VE VİSKONUN YAPISI

ŞEN-ER BOYA Laboratuarında pamuğun ve viskonun 60 ve 80 0C de boyanma işlemi oldukça yaygın şekilde uygulanan bir işlemdir.
Tarladan toplanmış , işlenmemiş pamuğun bileşimi takriben şu şekildedir;

Selüloz                 :   %85,5
Yağlar, vakslar     :   %0,5
Pektatlar               :   %5,0
Anorganik tuzlar   :   %1,0
Nem                      :   %8,0

Bu maddeler kısaca incelendiği taktirde :

A) SELÜLOZ :  asıl boyanacak maddenin yapısını oluşturur. Selüloz( C6H10O5)n kapalı formülündedir. Saf selüloz beyaz bir maddedir. Açık formülü aşağıdaki gibidir;

I) Seloloza  asit etkisi : Selüloz , organik asitlere dayanıklıdır. Yalnız derişik sülfirik asit ( H2SO4) hidroklorikasit ( HCI ) , ve nitrik asit     (HNO3) te çözünür. Yani pamukta boyama işlemi sırasında pH ın düşürülmesi isteniyorsa bu işlem zayıf bir asit olan asetik asit  (CH3COOH) ya da formik asit ( HCOOH) ile yapılmalıdır. Kuvvetli asitler pamuklu kumaşların boyanması işleminde kullanılmazlar.

II) Selüloza alkali etkisi :  soda ( Na2CO3) gibi zayıf ve kostik ( NaOH ) gibi kuvvetli alkalilerle işlem yapıldığında , sonradan nötralize etmek koşulu ile  bir problemle karşılaşılmaz. Bu maddeler işlem sırasında nötralize edilmezlerse oksiselüloza sebep olup pamuğun yapısının bozulmasına yol açarlar.

Eğer kostik çözeltisi  % 13 konsantrasyona ulaşırsa , merserize işlemi başlar. % 19 konsantarsyonda merserizasyon sağlanmıştır. Nötrleme yapılsada bu yeni düzen korunur. Bu işlemle pamuğun amorf bölgeleri kostikle doldurulmuştur. Bu artık yeni bir yapıdır. Merserize işlemine uğratılan pamuk boyayı normale göre % 25 civarında daha koyu gösterir.

III )   Selüloza Isı Etkisi : Kuru pamuk 150 0C  civarına kadar ısıtılabilir.  Yaş pamukta bu sıcaklık biraz daha arttırılabilir. Isıtma süresi uzatılırsa pamukta kahverengileşme gözlenmesi olasıdır.

IV )        Selüloza Su Etkisi : Su pamuğun şişmesine yol açar. Şişme oluşumu pamuğun doğal bükümünü bozar. Fakat bu yapı kuruma sonrası yeniden oluşur. Pamuğun nemi %9 un altında ise pamukta küflenme gözlenmez. %9 un üzerindeki nem değerlerinde mikroorganizmaların çoğalma hızı yüksek olduğundan küflenme yüksektir. Bu nedenle bu nem miktarının aşılmamasına dikkat edilmelidir.

B )         YAĞLAR VE VAKSLAR :

 I ) Yağlar : Genel olarak gliserid diyebileceğimiz oleik, palmitik, stearik asitlerin gliserinle oluşturduğu triesterlerdir. Erime noktaları oldukça düşüktür. Sulu kostikle kaynatılarak kolayca hidroliz olurlar. Bu boyaya hazırlama işleminin de bir parçasını oluşturur.

 II ) Vakslar : 28, 30 ve 32 karbonlu monohidroksilli alkollerin yağ asitleri ile oluşturdukları oldukça yüksek erime noktalı, sert bileşiklerdir. Kolay kolay hidroliz olmazlar. Ancak uzun zaman kostik çözeltisi ile kaynatılmakla hidroliz edilebilirler.

C )  PEKTATLAR :  Doğal pamuk pektik asit türevlerini içerir. Pektik asit ya kalsiyum ve magnezyum tuzu ya da serbest asit veya metil esteri şeklinde bulunur. Pektik asit metil esteri suda çözünür, serbest asit ile kalsiyum ve magnezyum tuzları suda çözünmezler. Fakat kostik ya da sodayla suda çözünebilen ürünlere parçalanırlar.

D)  ANORGANİK TUZLAR :   Anorganik tuzların pamuk içerisindeki bileşimleri pamuğun  cinsi ve  toprağın bileşimine bağlıdır. Bunlar kasar banyosu ile çözünüp banyoyla birlikte atılırlar. Pamuğun yakılması ile geriye %1-2 kül kalır. Bunun analizi ise aşağıdaki yüzdeleri verir :

Potasyom karbonat         :    %44.8
Potasyum klorür             :    %9.9
Potasyum sülfat              :    %9.3
Kalsiyum sülfat              :    % 9.3
Kalsiyum karbonat         :    %10.6
Magnezyum sülfat          :    %8.4
Demir-3-oksit                 :    %3.0
Alüminyum oksit           :     %5.0
B) VİSKON

Viskonun molekül yapısı selüloz-OH şeklindedir. Pamuktaki safsızlıkları içermez. Viskon, odun selülozu ve pamuk linsterlerinden yola çıkarak, çeşitli kimyasal işlemlerle elde edilir. Elde edilmesinin son aşamasında karbon sülfür ( CS2 ) kullanılır.bunun boyamaya zararı vardır. Uzaklaştırılması gerekir.

I) Viskona Asit Etkisi : Organik asitlere dayanıklıdır. Pamukta olduğu gibi anorganik asitlerle muamele edilmemelidir.
II) Viskona Alkali Etkisi : Alkalilere pamuk kadar dayanıklı değildir. Onun için kasar işleminde pamukta olduğu gibi kostik değil soda kullanılır.
III) Viskona Isı  Etkisi : Uzun süre yüksek sıcaklıkta kalırsa depolimerleşme oluşur. Bu da kumaşın mukavemetini azaltır.
IV) Viskona Su Etkisi : Viskonda yaş haldeki sağlamlık oldukça düşüktür. Su molekülleri amorf bölgelere girerek elyafın genişlemesine ve şişmesine neden olurlar. Selülozun hidroksil grupları ile hidrojen köprüsü oluşturmak suretiyle elyafa bağlanırlar.

BOYA NEDİR, LABORATUARDA KULLANILMIŞ OLAN TEMEL BOYALARIN YAPILARI

a) Reaktif Boyalar :
Bu boyalar elyafla kovalent bağ yaparlar.Boyama koşullarında
selülozla oluşturulan bu kovalent bağ boyamanın yaş haslık değerlerinin çok yüksek olmasını sağlar. Bu boyaların renk gamları tamdır ve renkler çok parlaktır. Oysa belli bir süre öncesine selülozik elyaf için bilinen boyar maddelerle – bazik ve azoik boyar maddeler hariç – parlak renkler elde etmek mümkün değildi.azoik boyar maddelerin renk gamı sınırlı, bazik boyar maddelerin de haslıkları çok düşüktür.
İlk yapılan reaktif boyar maddede diklorotriazinil reaktif grubu varken bu reaktif grupların sayısı giderek arttı. Bütün reaktif boyar maddelerde ortak özellik hepsinin kromoforu taşıyan renkli bir grup yanında, bir reaktif, bir de moleküle çözünürlük sağlayan grup içermesidir. Kromoforu taşıyan moleküller çoğunlukla azo , antrakinon ve ftalosiyanin türevleridir. Boyama tekniği bakımından reaktif grup sorumludur. Çünkü boyar maddenin reaksiyon yeteneğini bu grup tayin eder. Bu boyaların tümü kalevi ortamda selülozun nükleofilik karakterinin artmasından dolayı, kalevi ortamda kullanılırlar.

Kimyasal Konstitüsyonlarına Göre Başlıca Reaktif Gruplar

I ) Monochlorotriazinil Grup İçerenler : Kalevi ortamda soğukta bile  selüloz molekülü ile reaksiyon vererek ester bağı oluşturur. Adsorpsiyon hızları yüksektir.

Aynı reaksiyon kalevi ortamda selüloz molekülü yerine su molekülü ile de meydana gelebilir. Yani boyar maddeler kalevi ortamda hidroliz olurlar. Soğukta hidroliz reaksiyon hızı , selüloz ile reaksiyon hızından çok daha yavaş olduğu için boyar maddelerin büyük kısmı elyafa bağlanırlar. Geri kalan kısmı hidroksi türevlerini oluştururlar. Hidroksi türevleri selüloz ile reaksiyon vermemekle birlikte sübstantif karakterde olduklarından , elyaf tarafından çekilir. Fakat elyafa kovalent bağla bağlanmadıklarından yıkama ve sürtünme haslıkları çok düşük bir boyama verirler. Bu nedenle sabun ve yıkamalarda bunların uzaklaştırılmaları gerekir. Bu boyar maddelerin çekim ve fiksaj hızları yüksektir.
İİ) Vinil Sülfon İçerenler

Bu boyar maddeler selüloz ile eter bağı oluştururlar. Bunların adsorpsiyon hızları daha düşüktür. Dolayısı ile daha düzgün boyama elde edilir.
Bu boyar maddelerle boyama sırasında alkali ortamda vinil sülfonil grubu oluşur. Bu grup hidroksil grupları ile katılma reaksiyonu verir :

BM – SO2 –CH2-CH2OSO3Na + NaOH  BM-SO2-CH=CH2 +Na2SO4 + H20

BM – SO2 –CH2-CH2OSO3Na + Na2CO3  BM-SO2-CH=CH2 +Na2SO4 + NaHCO3

BM – SO2 –CH=CH2  + Sell – OH  BM-SO2-CH2 – CH2 – OSell

Dikkat edilirse vinil sülfonil grubu oluştuğunda Na2CO3 kullanılırsa NaHCO3 oluşur. Yüksek sıcaklıklarda bu asidik etki gösterip sodadan gelen pH ı düşürür. Bu da fikse oranını düşürür. ( bkz.  laboratuarda kullanılan temel maddeler ; soda )
Bu boyaların fikse olmamış moleküllerinin substantivitesi çok düşüktür. Bu nedenle boyama sonrası yıkanarak alınması çok kolaydır. Bunların oluşturdukları  kimyasal bağ da çok dayanıklıdır. O yüzden zamana bağlı dayanıklılıkları çok yüksek düzeydedir.
Aşağıdaki isimleri yazılı olan boyalar ŞEN-ER laboratuarında kullanılan ve bu grupları içeren boyalardır;

CHEMAZOL YELLOW 4GL
CHEMAZOL TURQUISE BLUE G
CHEMAZOL ORANGE 3R
CHEMAZOL BRILLANT BLUE R SPECIAL
CHEMAZOL BLACK B

III) Bifunctionel Boyar Maddeler :

Genel olarak bakıldığında bu boyar maddeler iki farklı reaktivitedeki reaktif grubu içerdiğinden optimum adsorpsiyon ve optimum boyama sıcaklığının genişlemesi olanağını sağlar.
Bu boyaların optimum boyama sıcaklığı 60 oC’dir. Alkaliye karşı duyarlılıkları az olduğundan tekrarlanabilirlilikleri gayet iyidir. Tuz oranına bağlı hassasiyetleri düşüktür.
Boyamada hidroliz olan boyaların yıkama ile atılmaları bu boyalarda hidroliz çok az oluştuğundan dolayı kolaydır.
Tüm haslıklar diğer gruplarla karşılaştırıldığında çok yüksektir.

Aşağıdaki liste staj döneminde laboratuarda kullanılan ve bu grubu içeren boyaları içermektedir :

CHEMACTIVE YELLOW 3RF
CHEMACTİVE RED 3BF
CHEMACTIVE RED 6BL
CHEMACTIVE RED GF
CHEMACTIVE ORANGE 2RL
CHEMACTIVE NAVY BLUE BNX
CHEMACTIVE NAVY BLUE CEBF
CHEMACTIVE BLACK HFGR
CHEMACTIVE DEEP BLACK N

C) DİREKT BOYALAR

Selülozu nötral ortamda , tuz yardımı ile kaynama sıcaklığında boyarlar. Substantiviteleri çok yüksektir.
Bu boyar maddeler, ekonomik oluşları, boyama işlemlerinin çok kolay oluşu ve de çok kısa sürede boyama işlemi yapılabilmesi nedeni ile halen önemlerini yitirmemişlerdir. Ayrıca kısa sürede boyama işlemi, elyafın yıpranmasını önleyici bir sonuç ortaya çıkardığından dolayı , bu durum da direkt boyalar için bir avantaj teşkil etmektedir.
Direkt boyaların elyaf üzerine bağlanmaları üç basamakta oluşur.

1) boyar maddenin elyaf zerine yaklaşması
2) boyar maddenin elyaf üzerine çekilmesi
3) boyar maddenin elyaf içerisine difüzlenmesi

Birinci basamak sonunda boyar maddelerin elyaf üzerine çekilebilmeleri için elyaf yakınında konsantrasyonlarının çok yüksek olması gerekir. Bu da boyar madde kümelerinin ( asosiyatların) oluşumu ile mümkündür. Boyar madde kümeleri Van der Walls kuvvetleri ile dipol kuvvetleri sayesinde birbirini çekerek kümeleşirler. Aynı kuvvetler elyafla boyar madde arasında da bağ oluşmasını sağlarlar. Boyamanın üçüncü basamağı boyar madde moleküllerinin elyafın mikroskopla görülemeyecek kadar küçük amorf bölgelerine difüzlenmesinden ibarettir. Sıcaklığın yükselmesi ile assosiyatlar parçalanır ve monomerler halinde amorf bölgelere doğru difüzyon başlar. Boyama bittiğinde elyaf üzerine çekilen boyar madde miktarı ile banyodaki boyar madde arasında tersinir reaksiyon başlamıştır ve tersinir denge kurulmuştur. Bu dengeyi elyaf üzerine çekilen boyar madde lehine çevirmek dah afazla boyayı çektirebilmek demektir. Bu da tuzla sağlanır ( bkz. laboratuarda kullanılan kimyasallar )
Boyar madde ile elyaf arasında bağlar zayıf bağlar olan Van der Walls ve dipol bağlar olduğundan dolayı bu boyaların yıkama ve sürtme haslıkları düşüktür. Bu haslık değerlerini arttırabilmek için işletmelerde fiksatör denilen malzeme kullanılır. Bu malzeme elyafın yüzeyinde bir film tabakası oluşturarak , elyafa dış etken ( su veya mekanik bir sürtünme ) arasındaki boya transferini engeller. Boyanın yıkama ve sürtme haslığı fiksatörün dayanıklılığı ile ilgilidir. Bu malzemenin ekolojik şartlara uygun olabilmesi için formaldehit içermemesi gerekmektedir.
Laboratuarda kullanılan ve  bu gruba dahil olan boya CHEMDIRECT BLACK 22’ dir.

BOYA İLE  İLGİLİ GRAFİKLERİN OLUŞTURULMASI

Laboratuarda her boyanın değişik kimyasallara karşı duyarlılıkları ve ekonomik kullanım miktarları değişen şartlarda incelenmiş ve değişik grafikler elde edilnmiştir. Bu grafikler elde edilirken aşağıdaki şartlar sağlanmıştır.
Normal çektirme ile boyama metodunda;
• %3 lük boya
• 50 gr/lt Na2SO4 ( tuz)
• 20 gr/lt Na2CO3 ( soda)
1) çektirme ve fikse oranı :

Düz eğrinin ilk boğumu kumaşa tuzla çektirilebilen boya yüzdesini, ikinci boğumu da sodadan sonra çektirilebilen boya yüzdesini göstermektedir. Kesikli eğri ise fikse ettirilebilen boya yüzdesini göstermektedir. Bilindiği üzere boyama esnasında boyanın %60-90’ ı mala çektirilebilir. Geri kalan boya daha önce değinildiği gibi elyafa kovalent bağ ile bağlanmamış, yani hidroliz olmuş boyadır. Boyama sonrası yımalarda bu boya atılır. Bunlar pratikte ölü boya olarak adlandırılırlar.

Her iki eğrinin son uçları arasındaki fark atılacak ölü boya yüzdesini gösterir. Aradaki fark ne kadar az ise az yıkama, ne kadar çok ise o oranda çok yıkıma yapılacağı anlaşılır.

2) Sıcaklığa Hassaslığı

Burada çeşitli boyama sıcaklıklarında boyaların maksimum çektirilebilecek miktarları incelenmiştir. Bu değerler farklı karakterlerdeki boyalarda 50 0C ile 80 0C arasında değişirken yukarıda grafiği verilmiş olan CHEMAZOLYELLOW 4GL’ de bu değer 60 0C’dir.

3) Tuza Karşı Hassaslık

Burada ise gr/lt cinsinden değişen değerlerde tuzun çekim miktarları görülmektedir. Görüleceği üzere  belli bir miktarın üstünde tuz kullanımının çekime olumlu yönde bir faydası yoktur. Esas olan bu optimum noktada işlem yapmaktır.

4) Banyo Oranının Etkisi :

Değişken burada farklı banyo oranları iken bundan çekim miktarının nasıl etkilendiği gözlenmiştir. Banyo oranı çekim ile ters orantılı şekilde değiştiği gözlenmektedir. Bundan da anlaşılacağı üzere laboratuarda çalışılan banyo oranı ile işletmede çalışılan banyo oranı birbirini tutmaz ise değişik sonuçlar ortaya çıkacak, renkler daha açık ya da daha koyu olacaktır. Bunun önüne geçilmesi için laboratuarda uygulanan banyo oranları işletmede aynen tekrar edilmelidir.

5) Alkaliye Karşı Hassasiyet

Değişen alkali miktarının çekime etkilerinin incelendiği bu durum oldukça önemlidir. Verilen alkali ilen sağlanan pH, çekimi sağlar. Bu pH’ın altındaki değerlerde tam çekim sağlanamaz. Elyaf ise bu durumda yıkamalar sırasında sürekli olarak boya bırakacaktır. Uygun alkali soda ve kullanım miktarı ise 20 gr/lt ’dir. Bu durumda sağlanabilecek olan pH 11.3’tür. Ancak verilen soda ile bu pH’ın sağlanması garanti edilemez. Kullanılan su, tuz, sodada olan NaHCO3 ( bikarbonat) pH’ı düşürür. Bu nedenle boyama işleminde pH çok hassas bir öneme sahiptir ve değişik parametrelerin iyi kontrol edilmesi ile belli sabit bir değerde tutulmalıdır

HAM BEZ

Ham bezin, terbiye işletmesine girmeden önce ham kontrolden geçmesi gerekir. Bu kontrol sırasında iplikten dokuma ve ebat çeşidinden dolayı meydana gelen hatalar tesbit edilir. Çeşitli nedenlerle olabilecek kumaşların sağlanması, kirlenmesi gibi dokuma sonrası olağan hataların kontrolü yapılan bölüm Ham Bez Kalite Kontrol Bölümüdür. Bu bölümde şu iş akışı vardır:

1) Ham Bez Kayıt Formunun Hazırlanması
Amaç: Ham bezde çalışılan kumaşların tip bazında kümülatif olarak birleştirilmesi

Metod:
• Kalite kontrolcülerden gelen “Ham Bez Kalite Kontrol Analiz Formundaki tipler Ham Bez Kayıt Formunun tip kadar ham bez adı, desen/varyant no/temiz, IA metresi hanelerindeki yerlere yazılır.
• Toplanarak toplam  hanesine yazılır.
• O gün çalışılan tiplerden kaç metre çalışıldığı bulunur.

2) Fırça Makas (Açma)
Amaç: Dokumadan gelen kumaş roliklerinin uç uca birleştirilerek kontrole hazır hale gelmesini sağlamak.

3) Nakliye
Amaç: Kumaş arabalarının kontrol makinasına taşımak, taşıma arabalarının kontrol makinaları altında almak, boşaltmak ve her türlü bez taşıma, yerleştirme işlemi

4) Ham Bez Kalite Kontrol ve Cımbız
Amaç: Dokunmuş ham kumaşların kalite kontrolünü ve cımbızını yaparak kumaş üzerindeki hataları ilgili birimlere bildirmek, hatanın devam etmesini önlemek, ham bez kalitesini iyileştirmek.

Metod:
• Çalışmadan önce matina temizlenir
• Makinanın sayacı sıfırlanır
• Kontrol makinasının arkasına kumaş dolu araba veya kumaş roliği konur.
• Kumaşın doğru yüzü üste gelmek şartıyla çekici rolikten ışıklı panonun üstünden sayaçta ve rolikten geçer, kontrol makinasına göre sollamam, rolik veya dokuma sarmaya gelir.
• Dokuma sollanacak ise sollamanın altında boş araba bulundurulur.
• Kolik sonlanacaksa karton rolik alınır, kumaşın ucu karton roliğe bantla tutturulur ve iki roliğin arasına konur.
• Dokuma sonlanacaksa dokuma arabası dokuma sarma aparatının altına konur. Kumaş dokuma sarma raabası roliğe sarılır ve dokuma aparatı raliğin üstüne indirilir.
• Kontrol yaparken bezin kırışık gelmemesine dikkat edilir, gerekirse, nakliyeciye düzeltilir.
• Kontrol yşapılırken ham bezden gelen hatalar, “Ham Bez Kalite Kontrol Formu”na eksiklik ve doğru olarak işlenir. Hatalar “Dokuma Kumaş Hata Tanımları” talimatındaki dokunmuş kumaşlardaki hata tanımlarındaki tariflere göre tespit edilir. Kumaş ucundaki tanıtım etiketindeki bilgiler “Hambez Kalite Kontrol Formuna Yazılır (Tezgah, ham bez adı, v.s.)
• Arabalarda bulunan “Fırça Makat Çalışma Formu” kumaş sonunda gelen “Kumaş Tanıtım Etiketi” ile karşılaştırılır.
• Kumaş üzerinde gelen posta etiketlerine dikkat edilir. Hangi posta geldiyse “Ham Bez Kalite Kontrol Formuna” etiketin rengine göre etiketteki tarihi ve sayaçtaki metreyi yazar. A postası (yeşil), B postası (kırmızı), C postası (mavi) etikettedir.
• Kontrol sırasında kaliteci postalardan gleen hataları hata bölümlerine işler. İstenen hatalar toplanır. Postanın hata adedi hanesine yazılır.
• Kumaş kontrolü bitince cımbızda giderilemeyen hatalar toplanır.
• Sayaçtaki metre posta hanesine yazılır
• Hata durumuna göre temiz veya IA nonekine metreleri yazılır.
• 100 metrede 10 hata ve aşağısı= TEMİZ,
• 100 metrede 10 hatadan fazlası= IA olarak değerlendirilir
• Kumaş uçuna çıkmaz kalemle 10-15 cm içeriye TİP KODU, TİP ADI, TEZGAH, KALİTE, HATA NEDENİ,ENİ,ÇÖZGÜ, ATKI, FİRMA, TOP KESİM TARİHİ yazılır.
• Kumaş ucuna yazılan bilgiler izlenebilirliği sağlamak için çıkmaz kalemle yazılır.
• Kontrolör Ham Bez Kalite Kontrol Formunu bir nüsha tutar, Dokuma Müdürlüğüne gönderilir.
• Kontrolör, kumaş kontrol  ederken cımbız da yapar. Cımbızı; cımbız makası ve tarak yardımıyla yapar. Kumaş üzerindeki alınabilecek hataları düzeltir. Büyük Neps, düğüm atkı yığılması, çözgü kaçığı split, yağlı uçuntu ve diğer hatalar temizlenir.
• 10 mt’den küçük hatalar ham bez parçaya aryırır.
• Kesilen kumaş hata numunelerinin üzerine
– Tip adı
– Tip kodu
– Desen-varyant
– Tezgah no
– Hata sesebi
“Kumaş Hata Bildirim Formu” eklenerek Müdürlüğe gönderilir.

5) Ham Bez Standart Dışı Formu Hazırlaması:
Amaç: Standart dışı olan IA kumaşların dökümastasyonunun yapılarak ilgili birimlere verilmesi
Metod: Kalite kontrolcülerden gelen “Ham Bez Kalite Kontrol Analiz Formunda IA olan tiplerin TİP KODU-HAMBEZ ADI-DESEN-VARYANT, TEZGAH NO, KONTROL METRE, HATALI METRE(1A) hata sebepleri “Ham Bez Kalite Kontrol Standart dışı firma kaydedilir.

Hatalı (1A) metreler toplanır. O gün çalışılan metreye oranlanarak toplam IA yüzdesi bulunur.

6) Ham Bezlerin Rulo Sarımı
Amaç: Kontrol ve cımbızdan çıkan ham bezlerin düzgün bir şekilde stok edilmesini sağlamaktır.

DOKUMA KUMAŞ HATALARI
Amaç: Kumaşlarda iplik, yardımcı madde işçilik, makine donatım, yada çalışma metodu yüzünden oluşan gözle görülün değerlendirilebilen ve kumaşın görünümünü bozam kusurları tanımlamak.

İPLİK HATALARI
• Atkı İplik Bandı: Atkı ipliğindeki numara büküm ve malzemeden ileri gelen ve kumaşın eni doğrultusunda bantlar şeklinde görülen hatalardır.
• Atkıda kalın-ince İplik: Kumaşta normalden kalın yada ince bir yada birkaç atkı ipliğidir.
• Gevşek lycra: İplikte lycra büküm almamış veya iplik içerisinde lycraların kopmasında meydana gelen kumaştaki ipliğin gevşek veya büzülmesi görünümüdür.
• Çözgüde kalın-ince iplik: Kumaşta normalden kalın yada ince bir veya birkaç çözgü ipliğidir.
• Lycra Kopuğu: İplik içerisindeki lycra kopmasından dolayı uçların kumaş yüzeyinde görülmesidir.
• Yabancı iplik: Kumaşta olması gerekenden farklı ipliğin bulunmasıdır (Renk-büküm-hammadde vb.)
• Nepo-Nope: Kumaş yüzeyinde görünüşü bozan lif kümeciklerinden oluşan hatalardır.
• Santuk-Balık: İpliğin büküm almamış kısımlarıdır (Bükümsüz kabarık kısımlar). Bir atkı ipliğinde görülen büküm almamış kısımlar balık, birkaç atkı ipliğinde görülen büküm almamış kısımlar santuk adını alır.
• Yabancı Elyaf: Yabancı elyaf parçacıklarının iplik içine karışmasıdır.
• Atkı Renk Bandı: Atkı ipliğindeki renk farkından ileri gelen ve kumaşın eni doğrultusunda bantlar şeklinde görülen hatadır.
• Ağaç Kabuğu: İplik oluşumu sırasında meydana gelem mekanik hatalardan kaynaklanan kumaş yüzeyinde atkı boyunca belli bölgelerde dalgalı bir görünüm oluşmasıdır.
• Çözgi Bandı: Çözgü ipliğindeki numara-büküm malzeme ve renk farkından ileri gelen ve kumaşın gözgü doğrultusunda bantlar şeklinde görülen hatadır.

DOKUMA HATALARI
• Aralık: Atkı ipliğinin ağızlığa normal olarak oturtulması nedeniyle kumaş eninde oluşan fazla atkı eksikliğidir.
• Parça İplik: Atkı ipliğinden başka ağızlık içinde kısa parça iplik bulunmasıdır (Kumaşın orta kısımlarında).
• Atkı Kaçığı: Kumaşta bir veya birkaç atkı telinin eksikliğinden oluşan hatadır.
• Yarım Atkı: Atkı ipliğinin ağızlık içinde kopmasından ötürü kumaş eninin bir kısmında eksik kalan atkı ipliğinden dolayı oluşan hatadır.
• Çift Atkı: Atkı ipliğinin ağızlık içinden çift geçmesi sonucu meydana gelen hatadır.
• Boncuklama: İplikteki fazla bükümden dolayı ipliğin kendi üzerinde kıvrılarak ufak ilmekler yapmasından doğan hatadır.
• Atkı Yığılması: Atkı ipliğinin normalden fazla sağılması ile iplik yığılması olarak görülen hatadır.
• Sık: Kumaşın muhtelif yerlerinin normalden daha sık olmasından kaynaklanan hatadır.
• Seyrek: Kumaşın muhtelif yerlerinin normalden daha seyrek olmasından kaynaklanan hatadır.
• Roper: Kumaş sağılımını temin eden roper sistemiyle kumaş sarımını temin eden regülatör sistemi arasındaki sentronizede olan aksaklık nedeniyle kumaş yüzeyinde görülen sık ve seyrek görünümdür.
• Desen Hatası: Atkısı çok renkli kumaşlarda desendekinden değişik renk yada sayıda atkı atılmasından oluşan hatadır.
• Ezilme-Delik: Dokuma veya taşıma sırasında kumaşta oluşan ezilme-delik ve yırtık yerleridir.
• Atlama-Dalma: Atkı ipliğinin normal örgüsüne bağlantı yapmadan bir veya birkaç çözgü ipliği üzerinden atlayarak meydana getirdiği hatalardır.
• Yağlı – Uçuntu: Kumaşın dokunması sırasında yağlı üstübü ve pamuk parçasının ağızlık arasına girmesinden doğan hatadır.
• Taha Hatası: Gücü tellerinin veya tarak dişlerinin bazılarından geçirilmeyen ya da yanlış geçirilen bir veya birkaç çözgü telinin meydana getirdiği hatadır.
• Tarak İzi: Tarak dişi aralıklarının eşitsizliği veya dişlerin deformasyonundan dolayı oluşan hatadır.
• Gergin Gevşek: Kumaşta normalden gergin veya gevşek çözgü ipliklerinin oluşturduğu hatadır.
• Çözgü Ucu: Dokunan kumaşta çözgü koptuğu zaman boşta kalan çözgü ipliklerinin ağızlık içine girmesinden doğan hatadır.
• Uzun İplik: Kopan çözgü ipliklerinin kumaş yüzeyinde boşta kalan uçlarıdır.
• Çözgü Kaçığı: Herhangi bir sebeple bir yada daha fazla çözgü ipliği eksikliğinin oluşturduğu hatadır.
• Kafen: Bağlantı yapmamış çözgü ve atkı ipliklerinin meydana getirdiği hatadır.
• Yağ-Pas-Kir: Dokunma sırasında kumaş üzernine bulaşan yağ-pas-kir lekeleridir.
• Pamuklama: Yeterince haşıllanmamış çözgü ipliklerinde tarak-lanel-gücü sürtünmesinden ileri gelen hatadır.
• Cımbar İzi: Dokuma tezgah çımbarlarının ayarsız ve arızalı olmasından dolayı kumaş kenarlarında meydana gelen izlerdir.
• Armür Hatası: Armür sistemindeki arızadan dolayı bir kısım çözgü ipliklerinin kumaş yüzeyinde serbest kalmasından oluşan hatadır.
• Sürtme: Kumaşın tezgahta herhangi bir yere sürtünmesi sonucu yüzeyinde serbest kalmasından oluşan hatadır.
• Bozuk Kenar: Kumaş kenarlarında çeşitli sebeplerle meydana gelen kopuk-yoluk-deli-gergin-gevşek veya kıvrık kenarlardır.
• Çözgüde çift iplik: İki çözgü ipliğinin gücü tellerinden yan yana geçmesinden doğan hatadır.
• Cımbar Deliği: Cımbar iğnelerinin atkı-çözgü veya her iki yönde kumaşta küçük delikler açmasıdır.
• Split: Kesilen küçük kenar ipliklerinin atkıyla taşınıp örgünün içine girmesiyle oluşan hatadır.

Genel Hatalar
• Yağlı-Kirli Atkı Çözgü: Çözgü ipliğinde damlama ve sürtünme neticesinde sürekli veya kesikli yağ-kir lekeleriyle kirli-yağlı atkı ipliğinin kumaşta oluşturdukları hatalardır.
• Düğüm: Kopmadan dolayı bağlanan ipliklerin düğüm ucunda fazla iplik bırakmasıyla oluşan hatalardır.

En Çok Görülen Hatalar
• İpliği Boyalılar: Atkı renk bandın sık/seyrek Boya Abrajı.
• Elyafı Boyalılar: Lycra kopukları – sık/seyrek-cımbar sürtünmesi.
• Kadiflerde: Uçuntu-sık/seyrek – sürtünme cımbar.
• Ham Tiplerde: İplikten gelen uçuntu – Yağ lekesi – jelleşme hatası – parça iplik – Boncuklama.

YÜN HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Yün diğer liflerin hiçbirinde aynı ölçüde bulunmayan  incelik, uzunluk, elastikiyet ve kıvrım gibi özellikleri yanında ,ısıyı iyi tutma , fazla rutubet alma, az ıslanırlık ve keçeleşme yeteneği gibi üstün giyim fizyolojisi gösteren ve vücut-çevre ilişkilerini en iyi şekilde ayarlayan değerli bir dokuma maddesidir.

Yünün bu üstün özellikleri, onun karmaşık kimyasal yapısı ve birleşik biyolojik yapı sistemi göstermesinden kaynaklanır. Keratin proteinlerinin temsilcisi olan yün , yirminin üzerinde  amino asidin çeşitli şekil ve biçimlerde kombine olmasıyla meydana gelir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki ,yün yalnız Keratin denen boynuzsu maddelerden oluşmamakta, aynı zamanda bünyesinde %20 dolaylarında Keratin olmayan maddelerle diğer büyük  küçük maddeleri de içermektedir.

 

YÜN LİFLERİNİN HİSTOLOJİK YAPISI ve ÖZELLİKLERİ

 

Gelişmesini tamamlamış bir yün lifin enine kesiti mikroskop altında incelenecek olursa, bunun üç tabakadan meydana geldiği görülür. Bu tabakalar dıştan içe doğru kütikula, korteks ve medulladır. Her tabaka kimyasal ve histolojik yapı bakımından birbirinden farklıdır.

Kütikula, lifin çevresini kaplayan pulcuk şeklindeki örtü hücrelerinden meydana gelen ince bir zardır. Kütikulayı oluşturan pulcuklar veya örtü hücreleri çeşitli liflerde, hatta bir tek lif üzerinde bile farklı şekil ve boyutlara sahip olabilir

Korteks tabakası yün liflerinin asıl maddesini teşkil eder. Merinos yünü gibi ,ince liflerin içi tamamen bu tabaka ile doludur. Lifler tüm fiziksel ve kimyasal özelliklerini bu tabakadan alırlar. Bu tabakanın ilk bakışta iğ şeklinde uzunca, az veya çok bükülmüş ve boynuzlaşmış hücreler içerdiği görülür. Bu hücrelerin yapı taşları amino asitlerdir. Amino asitler, poli peptit halkalar halinde birleşerek makro molekülleri oluştururlar. Aslında bunlar birleşirken önce protofibriller ve bunlardan da mikrofibriller meydana gelir. En son da mikro fibriller birleşerek makro fibrilleri oluştururlar.

Medulla ise kaba liflerin orta kısımlarını dolduran kısımdır. Medulla içeren liflere daha çok yerli koyunlarımız gibi pirimitif koyunların yapağılarında(yünün üzerinde bulunan yün yağı, ter maddeleri ve deri döküntüleri) rastlanır. Bu tür lifler kaba ve kalın oldukları gibi, Medulla korteks tabakasının büyük kısmını işgal ettiğinden böyle lifler iyi boya tutmazlar.

 

YÜNÜN YAPISINI OLUŞTURAN PROTEİN ve ÖZELLİKLERİ

Bütün hayvansal lifler keratin denen polipeptit zincirini oluşturmak üzere polimerize olmuş amino asitlerden meydana gelmişlerdir. Bunların bileşimlerinde karbon, hidrojen, oksijen ve azottan başka kükürt de bulunur ki, bunlardan ilk dördü bütün diğer amino asitlerinde de vardır. Ancak kükürde yalnız yünün ve diğer keratin içeren hayvansal maddelerin bileşimlerinde bulunan sistin ve methionin gibi amino asitlerde rastlanır.

Yünün bileşiminde bulunan bu elementlerin  miktarları çeşitli araştırıcılar tarafından az çok farklı oranlarda, tesbit edilmiştir.

 

Yünün Bileşiminde Bulunan Başlıca Etmenler %

 

ELEMENTLER Von Bergen’e göre Gaeard’a göre Simmonsd’a göre
Karbon 50 50 29,4+0,2
Oksijen 22-25 22 23,5+0,2
Azot 16-17 17,5 16,4+0,3
Hidrojen 7 7 6,8+0,1
Kükürt 3-4 3,5 3,7+0,1

Keratinin temel taşı olan polipeptit makro molekülleri lifin içerisinde gelişi güzel bulunmazlar, belirli bir düzene sahiptirler. Yapılan araştırmalara göre polipeptit zincirleri düz bir yapıya sahip değillerdir ,aksine bular bir yayda olduğu gibi sarmal(spiral) bir şekilde bulunurlar.

 

Yünün kimyasal yapısını teşkil eden proteinler, genel olarak büyük  moleküller halinde bulunurlar. Fakat bunlar yün lifinin her tarafında aynı homojen yapıya sahip değildirler. Geiger’in araştırmalarına göre örtü hücrelerinin proteinlerindeki kükürt miktarı korteks tabakasının proteinlerinden daha fazlacadır.

 

Yün Lifi ve Örtü Hücrelerinin(Kutikula Tabakası)  Bileşimlerinde Bulunan Değişik Oranlardaki Bazı Kimyasal Maddeler %

 

ELEMENT YÜN LİFİ ÖRTÜ HÜCRELERİ
Kükürt 3,5 4,83
Sistin 12,2 18,10
Azot 16,67 13,53
Arginin 8,60 4,30
Tyrozine 6,10 3,00
Serine 9,50 9,90
Etil Grupları 4,00
Kül 0,20 4,10
Lipit Maddeler 2,70

 

Kükürdün değişik oranlarda bulunması ve sistin bağının daha kuvvetli olması, örtü hücrelerinin alkalilere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Bu nedenle sodyum sülfat korteks tabakasını daha çok etkiler. Ayrıca örtü hücreleri, enzimlerin parçalayıcı etkilerinden daha az zarar görürler.

 

Proteinler Hakkında Bilgi

Proteinler çeşitli amino asitlerin birleşmesinden oluşmuş ürünlerdir. İnsan, hayvan ve bitkilerin bünyelerinde bulunan çeşitli proteinler de amino asitlerin değişik

şekillerde  sıralanması ve birbiriyle birleşmesi sonunda meydana gelirler

Proteinler bir bünyeye besin maddesi olarak girip çeşitli etkiler sonucu amino asitlere kadar parçalandıktan sonra bu amino asitler metabolizma sonucu bir takım bünyeye gerekli proteinlere çevrilirler. İşte insan ve hayvan yapısına has olan kıl ve yün lifleri bu şekilde meydana gelmiş olur.

Yün liflerinin bileşiminde çeşitli amino asitler bulunur. Bunların bir kısmı orantılı olarak aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

 

Çeşitli Yünlerin Bileşiminde Bulunan Aminoasitleri ve % Miktarları (100g kuru haldeki proteine göre)

 

Amino Asitler

Yeni Zelanda İnce Yünleri Avustralya  İnce Yünleri A.B.D.        Orta Yünleri A.B.D.

İnce Yünleri

Alanine 3,80 3,71 3,85 3,73
Arginine 9,18 9,03 9,23 9,09
Aspartic asit 6,14 6,29 6,60 6,23
Sistin 11,3 11,0 70,9 10,8
Glumatic asit 13,5 12,8 13,2 12,6
Glisin 5,27 5,26 5,26 5,56
Histidine 0,94 1,02 0,96 1,00
Hidroksilin
İsoleucine 3,87 3,79 3,88 3,72
Leucine 7,55 7,64 7,68 7,74
Lisin 3,03 3,15 3,10 3,11
Methionin 0,52 0,55 0,56 0,54
Pheynlalanine 3,28 3,40 3,50 3,42
Proline 6,46 6,46 6,34 6,34
Serine 7,52 7,15 7,07 7,23
Thereonine 6,73 6,58 6,62 6,53
Thrytophan
Tyrosine 4,10 4,10 4,08 4,28
Valine 5,68 5,78 6,02 5,82

Amino asitlerin Özellikleri

Proteinlerin, yapılan uzun çalışmalar sonucunda  amino asitlerin yanyana gelip birleşerek oluşturdukları polipeptitlerden meydana geldikleri anlaşılmıştır. Bunun sonucunda yün liflerinin asit ve alkali çözeltilerde uzunca süre kaynatılmaları sonucu amino asitlere parçalandıkları tesbit edilmiştir. Bu şekilde incelendiği zaman veya serbest halde bulunan amino asitlerin açık formülleri incelendiği zaman, her birinde bulunan karbon atomunun sahip olduğu 4 valansın ayrı karakterli birer  grup tarafından bağlanmış olduğu görülür.Bunlar sırası ile H atomu, (-NH2)    amin grubu,

(-COOH) karboksil grubu  ve R kök gruplarından ibarettir.

Bu gruplar arasında amin grubu alkali reaksiyonu, karboksil grubu ise asit reaksiyonu  gösterdiğinden amino asitler kimyaca amfoter karakterlidir.

Amino asitlerin karbon atomlarına bağlı olan 4. kök grubu (R) ise, her amino asitte başka başka bileşimdedir. Bu hal, amino asitlerin birbirinden ayırt edilmesini sağlar ki , bu grup bazı amino asitlerinde çok basit bir halde olmasına rağmen, ötekilerde komplike bir hal gösterir. Bu şekilde yünde bulunan  amino asitlerde 20 çeşit kadar kök (R) grubunun bulunduğu tesbit edilmiştir. Amino asitleri adlandırmaları buna göre yapılmaktadır.

 

Yün Liflerinde Bulunan ve Özellik Gösteren başlıca Aminoasitler

 

Amino asitlerin karbon atomlarına bağlı  bulunan  kök grubunun her amino asitte farklı farklı yan gruplar meydana getirmeleri her birinin ayrı yapıya sahip olduğunu gösterir. Yünde bulunan amino asitlerin açık  formüllerine bakıldığı zaman bunların her birinin; alifatik veya aromatik, hidrosiklik, asidik, heterosiklik  karakter gösterdikleri veya bir kısmının da kükürt içerdiği görülür.

 

Alanin, valine, leucin, isoleucin ve phenylalaninede (R) gruplarının hidrokarbonlardan meydana gelmiş oldukları, bunların ilk dördünde molekül ağırlıklarının artmasıyla, beşincide ise, aromatik hidrokarbonun yer almasıyla meydana gelmiş oldukları görülür. Bu amino asitler protein zincirlerinde bu şekilde meydana getirdikleri yan kutupları aracılığıyla su,tuz, asit ve alkalilerle birleşecek durumda bulunurlar.

Bunlardan başka kök gruplarında hidroksil içeren serine, threonine ve tyrosine gibi amino asitler de vardır ki, bunlar tüm proteinlerde yaygın olarak bulunurlar. Yün yalnızca serine ve threonine amino asitleri bakımında daha zengindir.

Bunlardan sonra Helen aspartik ve glutamik amino asitlerinin kök gruplarında asit kökü bulunur. Protein zincirinde bu şekilde yer almış bulunan asit grupları serbest halde olup, alkalilerle kolaylıkla birleşebilirler.Yün içeriğinde aspartik ve glutamik asit oldukça fazla bulunur.

Arginin, lysine ve histidine amino asitlerinin kök grubunda baz kökü vardır. Bunlardan özellikle arginin yünde oldukça fazladır.lysine ve histidine ötekilerden daha azdır. Bu üç amino asit de bazik karakterde oldukları için protein zincirinin bazik karakterli yan gruplarının oluştururlar ve asitlerle veya moleküllerinde asit grubu içeren boyar maddelerle birleşebilirler.

Yukarda bulunan amino asitlerden başka yünün içeriğinde pyroline, methionine ve trytophane ayrıca sistin amino asitleri bulunur. Bunlar karakter bakımından başkalık gösteririler. Proline amino asidi bütün proteinlerde önemli miktarda bulunmakla ve proteinlerin yapılarına etki yapmakla önemli amino asitlerden sayılır.

Methionine ve trytophane amino asitlerine yünün içeriğinde rastlanmakla beraber, bunlar miktarca fazla olmadıklarından pek önemli sayılamazlar.

Sistin amino asiti ise, yünün kimyası için çok önemlidir. Saç,tırnak, boynuz gibi… hayvansal proteinli maddelerde fazla miktarda bulunur. Bilindiği gibi bu hayvansal proteinli maddelere  keratin denir. Keratinin bünyesinde yer alan kükürdün öneli kısmının sistinin yapısında bulunması bunun önemini daha da artırmaktadır. Yün liflerinin özellikleri üzerinde sistin bağının büyük rol oynaması genellikle liflerin mukavemet ve elastikiyet özellikleri üzerine etkili olur. Yünlerin bileşiminde %10-13 oranında  sistin bulunması bunun önemini ortaya koyar.

 

Protein Molekülü

 

Açıklandığı gibi her amino asitin karbon atomu ayrı karakterli dört grup içeriri. Bu amino asitlerden ikisi yan yana gelince, ki bunlar birbirlerinin benzeri olabileceği bibi tamamen ayrı da olabilirler, birinin amin grubu ile birinin asit grubu birleşerek bünyelerinden bir molekül su kaybederek birleşirler ve bir dipeptit meydana gelir.

 

 

Protein Molekül Zincirleri

 

Dipeptit incelenince, bir tarafta serbest halde amin grubunu öteki tarafta aynı şekilde serbest karboksil grubunu içerir. Bu haliyle serbest bulunan tek ve basit amino asitleri andırır. Çünkü bu, her iki tarafında da serbest halde görülen ve yeniden diğer amino asitlerle birleşmeye hazır olan aktif grupları içerir. Yine işleme aynı şartlar altında devam edildiği takdirde, bu  bileşiğe yeniden bir, iki, üç, dört … sayıda amino asitin bağlanması mümkün olur. Bu şekilde meydana gelem ürünlere içerdikleri amino asit sayısı kadar Dipeptit, tripeptit,tetrapeptit… polipeptit gibi isimler verilir ki, tabiattaki proteinler bu şekilde meydana gelirler. Bu amino asitleri birbirine bağlayan bağlara peptit bağı adı veriler.

 

Yan yana bulunan protein dizileri komşularıyla köprü kurmak suretiyle tutunmak ve örgü şeklinde ağ kurmakla hayvansal liflerin kuvvetli ve elastiki birer bünyeye sahip olmalarını sağlar.  Zincirler arasındaki bu şekilde tutunma, zincirler arasında bulunan (CO) grupları karşısında yer almış olan öteki zincirin (NH) gruplarına karşı olan kuvvetli ilgisinden ve birleşme kuvvetinden ileri gelir. Bu kuvvete hidrojen körüsü (hidrojen bonding) denir.

 

 

Yün Proteinindeki Öteki Bağlantılar

Daha önce açıklananlardan başka şekil ve nitelik yönünden özellik gösteren, diğer bağlantıların bulunduğu anlaşılır k, bunlar yünün kendine özgü bazı nitelikleri kazanmasını da sağlar. Bu bağlardan biri tuz bağı veya beatin bağı, ötekisi ise sistin   bağı  veya çapraz bağ diye adlandırılır.

 

a.Yündeki Tuz Bağı

 

Yan yana  birbirine yaklaşık durumda bulunan molekül zincirlerinden birinin asit grubu, ötekinin bazik grubu karşı karşıya gelip iyonlaştıkları zaman birbirlerine elektrostatik kuvvetlerle bağlanırlar. Bu gruplardan biri pozitif, öteki negatif yüklü iyonlar haline geçtiğinden birbirini kuvvetle çekerek asit ve baz kökleriyle birleşir ve  bir tuz meydana getirmiş olurlar. Bundan dolayı meydana gelen bağa tuz bağı adı verilir.

 

b.Yündeki Sistin Bağı

 

Yünün yapısında bulunan bağlardan biri de sistin bağıdır. Sistinin bileşiminde kükürt vardır. Aynı zamanda sistin iki amino asidi ile iki karboksil grubu içerir.Bununla sistinin bir molekülü ayrı protein molekülünü,aynı zamanda bağlama özeliğini taşır. Bu sayede iki protein molekülünün kükürtleri arasında çok sağlam bir kükürt köprüsü kurulmuş ve kuvvetli bir bağ meydana getirilmiş olur. Bu bağ esası keratin olan yün liflerinin teknolojik özellikleri bakımından büyük önem taşır. Kimyasal işlemlerde ve boyama esnasında sistin bağlantısının fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmamasına dikkat edilmelidir. Liflerde sistin bağı bozulunca mukavemet ve esneklik özellikleri kaybolur. Yün ve yünlü ürünlerin yıkanmaları sırasında fazla alkali, boyanmalarında fazla krom ve sülfirik asit, ağartmalarında fazla hidrosülfit… gibi maddeler kullanılır ve fazla kaynatılırsa yün liflerinin bu sistin bağı bozulur.

 

YÜN YAĞILTISI

 

Yün yağıltısı maddeleri, hayvanın derisinde bulunan yağ ve ter bezlerinin çırmış olduğu yün yağı, ter maddeleri ve deri döküntülerinin karışımından ibarettir.

 

 

Çeşitli yünlerde bulunan yabancı madde oranları % (*)

YÜN ÇEŞİDİ YAĞILTI KUM VE TOZ BİT. MADDE RUTUBET YÜN LİFLERİ
İnce kaliteli yünlerde 20-50 5-40 0,2-5 8-12 20-50
Orta Kaliteli Yünlerde 5-30 5-40 1-5 8-12 40-60
Uzun Liflerde 5-15 5-10 0-2 8-12 60-80
Halı Yünlerinde 5-15 5-20 0,5-2 8-12 60-80
Kaba Yünlerde 2-10 5-20 0-1 8-12 60-80

(*)American Wool Handbook, 1948

 

Ter Maddeleri

 

Koyunları terlemesi sonunda, ter bezleri tarafından çıkarıldıkları zaman çok sulu çözeltiler halinde bulunurlar. Bu sıvının içinde bulunan başlıca maddeler potasyumun çeşitli yağ asitleri ile bazı meydana tuzlardan ibarettir. Bunların yanında ayrıca az miktarda sulfat, klorür ve azotlu maddeler de mevcuttur. Terin sulu çözeltisinin pH derecesi 5,5-8,0 arasında olup, hafif asitlikten zayıf alkaliliğe doğru değişir.

Ter, yüksek sıcaklıklarda temizleme özelliğine sahip olduğu gibi, yün liflerini  güneş ışığının zararlı etkilerinden de korur. Ter ve ter maddelerinin yünde bulunma miktarları hayvanın   hayvanların cinsiyetlerine, terleme yeteneklerine bağlı olarak değişir.

Koyunlar kesildikten sonra derilerinde bulunan yünler yolunmak suretiyle elde edilirse, ki bunlara tabak yünleri denir, bu yünlerde ter maddeleri düşük olur. Çünkü derinin soyulması işlemi sırasında uygulanan ıslatma ve bazı kimyasal maddeler yağıltı maddelerinin büyük bir kısmını eritmiş olur.

 

Yün Yağı

 

Koyunların derisi içinde bulunan yağ bezleri tarafından çıkarılan yağlı çözeltiye yün yağı denir. Bu, kolestrol,  b-korestenol. Agrostenol ve lanesterol… gibi çeşitli yüksek alkollerle stearin, muristin, kapron, olein… gibi asitler arasında meydana gelen ester ve bunların karışımndan ibarettir. Yün yağı denilen yağlı maddeler suda erimez. Bunlar ancak sülfür, benzen, petrol eteri… gibi organik eriticilerde erirler.

 

Katkılı Yabancı Maddeler

 

Bunlar yün göleğine sonradan ve dışardan katılan yabancı maddelrdir. Başlıcaları; kum, gübre, ot, saman, yem tohum, diken, pıtrak, çöp… gibi bitkisel maddelerdir. Bu maddeler hayvanın yaşadığı çevre şartlarına göre değişik miktar ve oranlarda bulunurlar yün gömleğinde.

 

Uygulanmış Yabancı Maddeler

 

Bu yabancı maddeler, ya hayvanların tanınması için katran, boya ve benzeri yapıştırıcı ve boyayıcı maddelerle damga vurulmasından ya da hayvanlara hastalık ve haşerelere karşı korumak için bazı ilaçlı maddelerin uygulamasından meydana gelirler. Bunların fabrikasyonlarında önce yünlerden temizlenmeleri lazımdır. Fakat katran ve yağlı boyaların yünlerden temizlenmesi kolay değildir. Çünkü sabunlu ve sodalı sularda erimezler. Böyle hallerde o kısmı işleme almamak en iyi yoldur.

 

YÜNDEKİ KÜL

 

Terin suda eriyen madensel maddeleri yanında yün liflerinim yapısına dahil olan maddeler de vardır. Bunlar suda erimezler. Lifler yakıldığı zaman geriye kül halinde kalırlar. Bunlar arasında sülfat halinde bulunan alkali maddeler yün ağırlığının takriben %0,5 oranında olup suda erirler.

Lincoln koyun yünlerinde Bowman tarafından yapılan araştırmalarda külün şu maddeleri ihtiva ettiği tesbit edilmiştir:

 

Potasyum oksit %31,1
Sodyum oksit %8,2
Kalsiyum oksit %16,9
Alüminyum ve demir oksit %12,3
Silis %5,8
Sülfirik anhidrit %20,5
Karbonik asit %4,2
Fosforik asit çok az
Klor çok az

ÖRME KUMAŞ HATALARI

Örme kumaşlarda sıkça oluşan hatalar genellikle makine ayarlarından, iplik özelliği ve düzenleri ile örme dairesinin şartlarından yada kumaş bitim işlemlerinden kaynaklanmaktadır.

İplikten kaynaklanan örme hataları:

Örme ipliklerinde olan hatalar, direkt olarak örme kumaşı etkiler ve örme kumaşta hatalara, kalite düşmesine sebep olur. İplikten kaynaklana örme kumaş hataları piyasada en çok bilinen isimleriyle şu başlıklar altında toplanabilir;

a- İplik abrajı
b- Kalın iplik
c- İnce iplik
d- Enine çizgiler veya bantlar
e- Kesikli enine çizgi hatası
f- Delik ve patlak hataları
g- Elyaf topağı(uçuntu) hataları
h- İplik karışması
i- İplik kesilmesi

a- İplik abrajı: Farklı numaradaki veya farklı partilerin ipliklerinin karışması nedeniyle örme eni boyunca oluşan bant izleridir. Genelde boyamadan sonra ortaya çıkan ve görülebilen bir hatadır.

b- Kalın iplik: Atkılı örme kumaşlarda kumaşın enine ve muntazam aralıklarla, kabarıklık şeklinde oluşur ve yatay bir çizgi şeklinde görülür. Çözgülü örme kumaşlarda ise çözgü yönünde dikey bir çizgi olarak belirir.

c- İnce iplik: Atkılı örme kumaşlarda kumaşın enine ve muntazam aralıklarla, çukurluk gibi görünen yatay çizgi şekline görülen hatadır. Çözgülü örme kumaşlarda ise çözgü yönünde dikey çizgi olarak görünür.

d- Enine çizgiler veya bantlar: İplikte ince ve kalın yerler örgü yüzeyinde periyodik olmayan enine çizgiler oluşturur. İpliğin bazı yerlerde kalın olması, ilmek boylarının büyümesine neden olur. İplik ince yerlerin olması ise ilmek boylarını küçültmektedir.

e- Kesikli enine çizgi hatası:  Örmede ara sıra oluşan enine kesikli çizgiler şeklindeki hatadır. Bu hata ipliğin yeterli parafinlenmemesinden, iplikte ince ve kalın yerlerin düzensiz bir şekilde olmasından kaynaklanır.

f- Delik ve patlak hataları: İplikten veya makine elemanlarından kaynaklanan örme kumaşı kullanılmayacak hale getiren bir hatadır. Bu hata iplik kopmasından kaynaklanmaktadır.

g- Elyaf topağı(uçuntu) hataları: Örgü makinesinde birikip kumaşa karışan elyaf kümeleridir. Genellikle iplik kılavuzlarının deliklerinde biriken elyaf parçaları zamanla çoğalır, iplikle birlikte örülür ve kumaşta istenmeyen düzgünsüzlüğe neden olur.

h- İplik karışması: örme makinelerinde ipliklerin iplik rehberlerinden geçerken bir ipliğin elyaflarının veya filamentlerinin birbirine veya bir başka ipliğe dolaşmasıyla oluşan hatalar.

i- İplik kesilmesi: bir örme makinesinde bir ipliğin iğneye beslenmesinden sonra ve ilmek oluşturma hareketi sırasında kopması. Bu hata kumaşta küçük bir delik meydana getirir.

Örme makinesinden kaynaklanan hatalar:

Örme makinelerinde bazı makine parçalarının zamanla aşınması, kırılması, bozulması veya hatalı yapılan ayarlar nedeniyle örülen kumaşta çeşitli hatalar oluşur.

Örme sektöründe makine kaynaklı sıkça karşılaşılan hatalar aşağıda başlıklar halinde açıklanmıştır.

a- Enine çizgi ve bant hataları
b- İğne çizgisi hatası
c- İğne sürtünmeleri ve çarpışmaları
d- Doku yığılması hatası
e- İğne delikleri ( balık gözü ) hatası
f- İlmek düşmesi hatası
g- İlmek kaçığı hatası
h- Kuş gözü hatası
i- Çift ilmek hatası
j- Buruşukluk hatası
k- Çekim hataları
l- Boyuna çizgi hataları
a- Enine çizgi ve bant hataları: Örme makinesi ve ayar hatalarından kaynaklanan enine çizgiler, kumaşın enine yönde aynı ipliklerin uzunluklarının farklı olmasından meydana gelir. İplik gerginliğinin farklı olması , çekim tertibatının yanlış ayarlanması kapak ve silindir ayarlarının hatalı yapılması , iğne kanallarının veya kilitlerin ve iğnelerin arkasının pislikle dolu olması bu hatanın oluşması için başlıca nedenlerdir.

b- İğne çizgi hatası: Örme kumaşlarda iğnenin deforme olması nedeniyle oluşan bir hatadır. Kumaşta boyuna izler yada çizgiler şeklinde görülür. Diğerlerinden daha sıkı yada gevşek olan dikey sıralar buna neden olur. Bir başka nedeni ise bozuk iğnelerin yerine takılan iğnenin de bir hata kaynağı oluşturmasıdır.

c- İğne sürtünmeleri ve çarpışmaları: Bu hatanın nedeni kapak iğne rayının silindir iğne rayına göre ayarlanmamasından, yanlış-yakın ayarlama yapılmasından yada ayar sıkma vidalarının eksik veya fazla sıkıştırılmasından ileri gelebileceği gibi özellikle interlok karşılıklı iğne düzeni çalışmada kilitlerin yanlışlıkla sistemde karşılıklı ayarlanmamalarından da oluşabilir.

d- Doku yığılması hatası: Bu hataya iplik kopuşları veya iğnelerden ilmek atılmaması sebep olur ve dolayısıyla bir değil bir çok iğne grubunu etkiler. Böyle hallerde iğnelerin tamamen temizlenmesi , değiştirilmesi ve yine özenle dokunun yeniden asılması gerekir.

e- İğne delikleri ( balık gözü) hatası: Örülen kumaşın tam çekilmemesi , eski ilmeğin iğne üzerinden tam düşürülememesi veya çeşitli iğne hataları neticesi çok küçük delikler şeklinde görülen örme hatasıdır.

f- İlmek düşmesi hatası: Makine elemanlarının bozukluğundan veya hatalı ipliklerden dolayı örülmüş doku üzerinde gelişi güzel veya devamlı ilmek düşmeleri görülür. İlmek düşmesi ; esas olarak örme sırasında ipliğin iğneye yatırılamaması veya iğnelerinin herhangi bir nedenle kapalı kalması sonucu oluşan belirgin bir hatadır.

g- İlmek kaçığı: Örme kumaşların örülmesi sırasında; bir ipliğin kopması, iğnenin zarara uğraması veya kanalların pislik ile dolması sonucunda , ilmek yerine biçimsiz iplik parçalarının oluşması şeklinde görülen hatadır. Bir uzunlamasına sırada veya birkaç uzunlamasına sırada , ipliğin veya ipliklerin ilmek halinin bozulup aşağıya doğru düz sarkması şeklinde de görülür.

h- İlmek boyutlarının düzgünsüzlüğü: Atkılı örme makinesinde , birbirini izleyen enlemesine ilmek sıralarındaki ilmek uzunluklarındaki farklılıktan oluşan kumaş hatasıdır. Hatalı iplik beslemesi , makine üzerinde ilmek boyutlarının yanlış ayarlanması, ilmek çekimlerinin tüm sistemlerde aynı olmaması nedeniyle oluşur.

i- Kuş gözü (askı) hatası:  Dilli iğnede bir bükülme yada  iğnenin eski ilmeğin atılması için yeterli olan yüksekliğe yükselmemiş olması nedeniyle oluşan üst üste ilmek hatasıdır. Buna bindirme yada nopen de denir.

j- Çift ilmek hatası: İlmeklerin aynı iğnede üst üste veya yan yana iki, üç iğnede bir ilmek şeklinde meydana gelmesiyle oluşur.

k- Buruşukluk hatası: Örme kumaşın düz olarak yayılmayıp potluk yapması şeklinde görülür. Düzgünsüz ilmek, iplik numarası düzgünsüzlüğü, değişik gerginlikteki iplikler, makinenin iyi ayarlanmaması nedeniyle oluşur.

l- Çekim hataları: Çekim hataları dokunun üzerinde enine çizgi veya orta kısımlarda değişik şekil ve yığılma meydana getirmektedir. Bu hatalar genellikle doku çekim tertibatlarının ayarsızlığından ileri gelir.

m- Boyuna çizgi hataları: Örücü makine elemanlarının neden olduğu hatalardır. Özellikle atkı örmeciliğinde iplikten gelebilecek hatalar dokuda boyuna çizgi meydana getirmeyip ara ara enine çizgi veya delik oluşturmaktadır. Dolayısıyla boyuna çizgi oluşumuna neden olabilecek faktörler; iğne, iğne yatağı, aşırtma tarağı gibi örücü makine elemanları olmaktadır.
Diğer Örme Kumaş Hataları

1- Çekme: Örme işlemi sırasında uygulanan gerilimler ortadan kalktığında, örgünün relakse ( rahatlama ) hale geçmesi ile kumaşta meydana gelir. Bu genelde iki şekilde olur ve iki gruba ayrılır;

a- Relakssasyon Çekmesi : Kumaş tamamen rahatlayıp üzerindeki gerilimlerden kurtulmasıyla oluşan çekme den kaynaklanmaktadır.
b- Keçeleşme Çekmesi: Sadece yün ipliğinden örülen yüzeylerde görülür.

2- Örgü (may) dönmesi: Bazı dengesiz örgü yapılarında görülen bu hata , ilmek sıra ve çubuklarının birbirine dik olmaması şeklinde ortaya çıkar. İki neden den meydana gelir;

a- İplikten Kaynaklanan Örgü Dönmesi: İpliğin bükülme eğilimini yüksek olmasından kaynaklanır. Bükülme eğilimi ise iplik bükümünden başka , iplik fiksaj durumuna ve lifin cinsine bağlıdır.
b- Makineden Kaynaklanan Örgü Dönmesi: Çok sistemli yuvarlak örme makinelerinde görülür.

3- Kumaş Kırılması: Örme makinesinde kumaş çekiminin iyi sağlanamaması veya terbiyede özellikle ağır kumaşların halat halinde işlenmesi sırasında meydana gelen kumaş katlanmalarıdır. Bu bölgelerin boya alması farklı olacağından terbiye sonrasında bu hata belirgin bir hal alır.

4- Elastan İzi Hatası: Elastan çalışılan herhangi bir örgü kumaşta enine periyodik veya kesik çizgiler oluşur.

İPLİK KATLAMA VE BÜKÜM MAKİNELERİ

İplik katlama ve büküm makineleri bölümü genel olarak şu başlıklar altında incelenmiştir.
1. İplik katlama ve katlama makineleri,
2. İplik büküm ve büküm makineleri.

İPLİK KATLAMA VE KATLAMA MAKİNELERİ

Katlama ve katlama makineleri genel olarak aşağıdaki başlıklar altında incelenmiştir:
1. İplik katlama işlemi,
2. İplik katlama makineleri.

İPLİK KATLAMA İŞLEMİ

Katlama, kelime olarak “iki iplik” anlamına gelen Hinçe bir kelime olup, iplik sarma makinesinde iki ipliği birlikte sarma işlemi anlamında kullanılır.

Katlama, ipliklerin bükülmeden doğrudan katlanmasıdır. Katlı iplik denilince bükülmüş olan birden fazla iplikte anlaşılmaktadır. Halbuki katlama işleminde özel bir büküm işlemi yapılmaz. İstenildiği zaman büküm öncesi, büküme hazırlık larak iplikler katlanabilir.
Çift (bire iki, two for one) büküm makinelerinin daha verimli ve hızlı çalışması için ve çeşitli örme mamullerin üretiminde katlanmış iplikler kullanılabilmektedir. Bazı dururmlarda katlama işlemi ıslak katlama şeklinde yapılır.

 Islak katlama

Saf veya uygun kimyasal maddeler ilave edilmiş suya batırılmak suretiyle veya benzer sıvılarda islatılmış aletlerle temas ettirilerek ıslatılmış iki veya daha fazla tek kat ipliğin, gerçek bükümden önce katlanması işlemidir. Kaygan, pürüzsüz, tüysüz iplikler elde edilmesini sağlar.

İPLİK KATLAMA MAKİNELERİ

Birden fazla ipliği biraraya getirip büküm vermeden bir bobine saran makinelerdir.

İplik katlama makinelerinde çapraz sarımlı ve paralel sarımlı bobinler elde edilebilir.
Daha çok filament iplikler, flanşlı makaralara parelel şekilde sarılırlar.
Pürüzsüz yüzey yapıları sebebiyle genellikle kaygan olan bu ipliklerin sarım şeklinin bozulmaması için flanşlı makineler kullanılır.
İplik katlama makinelerinde çalışma verileri bilgisayarlı sistemler sayesinde makineye direkt olarak girilebilir.
Elastik ipliklerin katlanmasında da katlama makinelerinden yararlanılır. Elastik filamentle normal bir ipliği katlayarak uygun yapıda elastik iplik oluştururlabilmektedir.
Elastromer flamentin örneğin dokuma işlemlerinde tek başına kullanılması zordur. Elastik yapı nedeniyle filament halde atkı veya çözgü olarak tek başına  işleme girmesi sorun yaratır. Buna benzer durumlarda standart elastikiyet sağlamak amacıyla normal atkı veya çözgü ipliğiyle birarada kullanılır. Bunun için de dokuma işlemi öncesinde elastomer filament ile normal dokuma ipliği katlama işlemine tabi tutulur.
Katlama makineleri, ipliği bobine 2-3-4 kat olarak sarar.

Katlama makinelerinin sarım hızı, bobin makinelerinden daha azdır.
Bu dezavantaj kabul edilerek katlama makinesine tek bobin beslemek suretiyle aktarma işlemi de yapılabilir.
Katlama makinelerinde kopuşlar her iplik için iplik yoklayıcılar tarafından ayrı ayrı kontrol edilir.
Herhangi ipliğin kopması anında ipliğin uzun müddet eksik kat sayısıyla sarılması istenmez.
İplik koptuğunda yoklayıcılar bunu farkederek makineyi durdururlar. İplik gerginliği ayarlanabilir, sağım sırasında balonlaşmayı önleyici aparatlar vardır.
Katlama makinelerinde bobibn sarma, değiştirme sistemleri bobinleme makinelerindeki gibidir. Yüzeyden veya eksenden tahrikle bobin sarılır.
Manuel yolla bobin değiştirme işlemi yapılabildiği gibi otomatik olarak dolu bobinler sevk edilip, iğe yeni bobin patronu takılabilir.

İPLİK BÜKÜM VE BÜKÜM MAKİNELERİ

İplik büküm ve büküm makineleri genel olarak aşağıdaki başlıklar altında incelenmiştir:
1. İplik büküm işlemi,
2. İplik büküm makineleri.

İPLİK BÜKÜM İŞLEMİ

Büküm işlemi, tek katlı ipliklerin büküm makinesinde katlanarak bükülmesidir. Bu bölümde katlı iplik bükümü ağırlıklı olarak aşağıdaki başlıklar altında incelenmişrir:
a) Bükümün tanımı,
b) Bükümün amacı ve iplikteki etkileri,
c) Islak büküm,
d) Katlı büküm,
e) Çift (bire iki, two for one) büküm,
f) Fantezi büküm.

A Bükümün Tanımı

Büküm, kısaca ipliğe verilen spiral dönmelerdir. Genellikle iplerin uçalrının nispi dönmesinin sonucu oluşur. Büküm ile elyaflar ve iplikler birarada tutulur ve mukavemet kazandırılır.
İplikler, birbirine paralel ya da paralele yakın elyafların bükülmesi ile elde edilir. İpliklerin bükümü eğirme işlemi ile sağlanır ve bu vasıtayla kesikli (ştapel) elyaflardan  iplikler oluşur. İpliklerin üretilmesinden sonra tekrar büküm verilebilir. İstenen büküm, büküm makinesinde gerçekleştirilir. Birden fazla iplik bir araya getirilerek birbirleri üzerine bükülebilirler.
İplik bükümü mikltarı ya da derecesi birim uzunluk (santimetre, metre veya inç) başına düşen sarım ya da dönüş sayısıyla ölçülür. 1 inç’teki (2.54cm) büküm miktarı TPI veya büküm/inç, 1 metredeki büküm miktarı TPM veya büküm/metre olarak kısaltılır.
İplik bükümü sağ (Z) ve sol (S) büküm ya da dengelenmiş ve dengelenmemiş olarak sınıflandırılabilir. (Şekil )

Diğer yandan iplik tek kat, katlı ve kablo iplik bükümüne tabi tutulabilir. Tek kat iplik bükümünde S veya Z büküm, katlı iplik bükümünde SZ, ZS, SS veya ZZ büküm (birinci sembol tek kat ipliğin, ikinci sembol katlı ipliğin büküm yönüdür); kablo iplik bükümünde ZSZ veya ZZS büküm yönleri seçilebilir.
Bükülecek ipliklerin büküm yönüyle katlama büküm yönü aynı olursa buna büküm üstüne büküm denir. Sert bir iplik oluşmasını sağlar.

B Bükümün Amacı ve İplikteki Etkileri

Büküm tek kat ipliklerde mukavemetin arttırılması için ya da iki veya daha fazla katlı iplik elde edilerek kumaşta istenen efekt özelliklerini kazandırmak amacıyla yapılabilir.
Elyafları ve iplikleri bir arada tutmak için gereken büküm miktarı; ipliğin çapına , elyafların cinsine ve ştapel uzunluklarına bağlıdır. Kalın ipliklerin birbirini tutması için daha az sayıda büküm gerekir ve bunlara düşük bükümlü iplikler denir. Daha ince ipliklerin birbirlerini tutmaları için ise daha çok sayıda büküme ihtiyaç vardır ve bunlara yüksek bükümlü ya da sık bükümlü iplikler denir.
İplik ne kadar az bükümlü olursa o kadar beyaz ve parlak görünür. Büküm ipliği matlaştırır ve rengini koyulaştırır. Büküm üretimle ters orantılıdır. 30 büküm yerine 20 büküm verilirse, üretim 30/20 oranında artar. Büküm, iplikteki ince yerlerde artar, kalın yerlerde ise azalır. Büküm sayısı ile ağırlık çarpımı sabittir.
İpliğin metredeki bükümünün (TPM), ipliğin ve ondan üretilecek olan kumaşın görünümü ve dayanıklılığı üzerinde önemli etkisi vardır.
Göreceli olarak, düşük bükümlü (TPM 80’den 460’a) ipliklerde, ipliğin yumuşak, kabarık ve esnek olması nedeni ile yumuşak büküm adı verilir.
Yumuşak bükümlü iplikler, yüksek bükümlüler kadar sağlam değillerdir. Örme ipliği olarak hazırlanan iplikler bu türdendir.
Yüksek bükümlü (TPM 750’den 1200’e) olanlar sert (sıkı) bükümlü iplikler olarak adlandırılır. Bunlar düşük bükümlü ipliklerden daha düzgün yüzeyli, daha sert, daha girift ve sağlamdırlar.
Filament iplikler genelde düşük bükümlüdürler (TPM 20’den 40’a). Filament ipliklerde büküm ipliğe sağlamlık vermez, sadece elyafları bir arada bir bütün olarak tutmaya yarar.
Büküm, ipliği oluşturan bileşenlerin birbirinden ayrılmamasını ve ipliğin dayanıklı olmasını sağlar.

C Islak Büküm

Kullanıma göre kaygan, tüysüz iplik elde edilmesi istendiğinde ıslak büküm yapılabilir.
Islak bükümde bobinden gelen iplikler bir su kabı ve bu kap içerisindeki cam çubuk yardımıyla ıslatılır. Cam çubuk üzerinden ıslatılarakgeçen iplik büküm makinesine verilir.
İpliği ıslatınca iplik üzerindeki elyaf uçları birbirine yapışır. Bu iplikler büküldüğünde serbest elyaf uçlarının %80’ni bu büküm içine sokulmuş olur. Kalan kısımlar yakmak suretiyle yok edilir.
Islak büküm özellikle konfeksiyonda kullanılacak dikiş iplikleri ve kaygan parlak ipliklerin imalinde kullanılır.

D Katlı Büküm

İki veya daha fazla tek kat ipliği bükmek suretiyle birleştirerek katlı bükümlü iplik oluşturulur. Tek katlı iki ipliğin bükülmesi çiftleme ya da iki katlama, iki veya daha fazla katlı ipliğin birlikte bükülmesi de çoklu katlama ya da kablolama olarak isimlendirilir.

E Çift (Bire İki, Two For One) Büküm

Tek katlı veya bükümsüz katlanmış ipliklerin bükülmesi işlemidir. Bükme elemanının (çift büküm ipliği) her dönüşünde ipliğe iki büküm verilmesi şeklinde yapılan bükümdür.
İngilizcesine istinaden two for one büküm veya Türkçesi olan bire iki büküm şeklinde de isimlendirilir.

F Fantezi Büküm

İpliklere büküm yoluyla efektler verilebilir. Birden fazla iplik veya elyaf şeridi değişik şekillerde beslenerek veya değişik yapıdaki iplikler bükülerek fantezi iplikler elde edilir. Fantezi büküm, ipliklerin görünümlerine yönelik olarak yapılır.

İPLİK BÜKÜM MAKİNELERİ

Tek iplik veya birden fazla ipliği biraraya getirerek büküm veren veya katlanmış bükümsüz ipliğe büküm veren makinelerdir.
Büküm; ipliklerin mukavemetlerinin arttırılması (düz büküm) veya değişik karakterler kazandırılması (fantezi büküm) için yapılır. Fantezi bükümde mukavemet ikinci plandadır, önemli olan görünüştür.
Genel olarak, büküm işleminin yapıldığı makinelere büküm makineleri denir. Buradaki işlme katlı büküm işlemidir.
Bükümden sonra iplikler tekrar bobinlenir.
Büküm makineleri:
a) Katlı büküm makineleri,
b) Çift (bire iki, two for one) büküm makineleri,
c) Fantezi büküm makineleri
gibi çeşitlilik gösterir.

A Katlı Büküm Makineleri

Birden fazla ipliğin önce biraraya getirilip, sonra büküm işlemine tabii tutularak katlı bükümlü iplik elde edilmesini ve tekrar bobinlenmesini sağlayan makinedir.
Katlı bükülecek iplik sayısı kadar iplik bobinimakine cağlığında bulunur ve bir adet katlı iplik bobinini besler. Yani, iki katlı iplik elde edilecekse, bir katlı iplik bobini için iki tek iplik bobini bulunur.
Katlı büküm makinelerinde büküm, bilezikli sistemler sayesinde gerçekleştirilir.
Bilezikli büküm makinelerinde elde edilen katlı iplik bobinleri daha sonra bir aktarma işlemiyle istenilen formda bobinlere sarılırlar.
Katlı büküm makineleri prensip olarak katlama makinelrine benzer. Katlı büküm makineleri ile katlama makineleri arasındaki en bariz fark;katlı büküm makinelerinde, katlama makinelrinde olmayan büküm tertibatlarının olması ve ipliğe katlama işlemine ek olarak büküm de verilmesidir.
Katlı büküm makinesinde; cağlığa dizilen tek kat iplik bobinlerinin iplikleri rehberlerden geçer. Kaç kat iplik katlanacaksa o kat kadar iplik rehberden geçirilip kopça ile büküm kopslarına sarılır.
Katlı büküm makinelerinde çeşitli formlarda bobin elde edilebilir ve çapraz veya paralel sarım yapılabilir.
Bilezik katlı büküm makinelerinde, iplik, katlı bükülüp bobinlendikten sonra genellikle bir bobin aktarma işleminden geçirilir. Bilezikli katlı büküm makinelerinde elde edilen bobininsağım özellikleri çok iyi değildir.sağım özelliği daha iyi olan bobinler elde etmek gerekir. Bu şekilde, sonraki, işlemler de daha  rahat ve hızlı bir çalışma söz konusu olur.

B Çift (Bire İki, Two For One) Büküm Makineleri

Çift (bire iki, two for one) büküm makinesi, günümüzde yaygın kullanımı olan bir iplik büküm makinesidir.
Katlı büküm yapılan bir çok iplik işletmesinde herhangi bir tip çift büküm makinesi görmek mümkündür.
Birden fazla tek katlı ipliğin bobinden sağılıp birbiri üstüne bükülerek tekrar bobin halinde sarıldığı makinelerdir.
Çift büküm makineleri, iğin her devrinde ipliğe iki büküm verir.
Çift büküm makinelerinde ayrı bobinlerden gelen iplikler bükülmekle beraber, daha önce bükümsüz katlanmış ipliklerin bükülmesi de modern makinelerde verimliliği ve hızı arttırır.
Bu sebeple ipliklerin çift büküm makinesine verilmeden önce katlama işleminden geçirilmesi ve bükümsüz katlanmış iplik bobinlerinin makineye beslenmesi üretim açısından son derece avantajlıdır.

Çift büküm makinelerinde işlem prensibi

Çift büküm makinelerinde, iğ üzerine geçirilmiş bir çapraz bobin ve bunun üzerinde dönen bir rehber vardır.
Bobinden çıkan iplik rehberden geçer, bobinin ortasındaki boşluktan alttaki tabağa gider. Burada bir diske sarılır ve sonra yukarıdaki bir rehberden daha geçer ve oradan üretim bobinine gider.

Çift büküm makinesinde büküm

Çift büküm sisteminde büküm, ipliğe her dönüşünde iki büküm veren çift büküm iğiyle gerçekleştirilir. Tek kat iplik bobinlerinden gelen iplik üstten içi boş çift büküm iğine girer. Dönen iğ içinden geçerken iplikler büküm alır. İğin içinden geçen iplikler alt kısımda bir diskin içinden çıkarak kutu içinden yukarı doğru sevk edilir.
İplikler bobinden sağıldıktan sonra büküm verilmesi esnasında iğ; disk ve bobin kutusu vasıtasıyla iplik klavuzuna gelir ve bobinlenmek üzere sevkedilir.

Çift büküm makinesinde hareket iletimi

Çift büküm makinelerinde hareket iletimi; bir çok makinede olduğu gibi motordan başlayarak iletişim kayışları, kasnaklar ve hareket iletim zincirleri gibi elemanlarla gerçekleştirilir.
Çift büküm amkinesinde iğler, motordan iletilen güçle ve kayış vasıtasıyla döndürülür.

Çift büküm iği ile bükümlü ipliklerin sarıldığı bobin iği birbiriyle bağlantılıdır.
Herhangi bir şekilde sarımın gerçekleştirildiği bobin dönüşü durduğunda veya bobin değiştirme esnasında makine durur.
Sarım durduğunda  bu durum bağlantı kollarıyla çift büküm iğine hareket veren kayışa iletilir. Kayışla, kayışı döndüren kasnak arasındaki bağlantı kesilir. İğin hareketi bu şekilde durdurulur.
Çift büküm makinesinde katlı ipliğin sarım için beslenmesi

İplik katlı büküldükten sonra, bobinleme amacıyla beslenmesi; ipliğin gerginliğini kontrol eden, sarım yapılan bobinde istenen özelliklere göre uygun beslemeyi gerçekleştiren ve ayarlanabilir sistemler sayesinmde gerçekleştirlir.
Katlı ipliklerin sarıldığı bobinler silindirik veya konik formda olabilir.
Çift büküm makinesinde ayarlanabilir katlı

Örmeciliğin Tarihi Gelişimi

Örme işleminin, dolayısıyla örme dokularının  ortaya çıkması, insanlığın ilk ve ilkel teknik uğraşmalarıyla çağdaş kökenli olduğu kabul edilmektedir. Bir kronolojik kaynakta örme dokusunun M.Ö. 5-6 yüzyılları arasında ve Orta Asya Türkleri ile Mısırlılar tarafından aynı zamanlarda ortaya çıktığı kaydedilmektedir. Ayrıca örücü elemanın da bugün hala kullanılmakta olan basit şiş, mil, tığ diye bildiğimiz 1589 M. Yılına kadar tüm örme işlemleri el-tığ ikilisi ile gerçekleştirilmekteydi. Ancak bu tarihte İngiliz din adamı W. Lee’nın ilk mekanik örme tezgahını ve ‘esnek uçlu’ örme iğnesini bulmasıyla örme tarihinde yeni bir dönem başladı. Yani örme işleminde makineleşme dönemi ve fakat bu zamanın ileri taassubu yüzünden uzun yıllar değerlendirilemedi. Bu buluş 1853 yılında Matheew Towsend’ın dilli-kancalı örme iğnesini bulması; sonraki yılların araştırmacıları tarafından 1867 tarihinde bu iğne ile donatılmış ilk örme makinesi, 1878 tarihinde aynı elemanla örme yapan ilk yuvarlak örme makinesinin geliştirilmesi tekstilde mekanik örmeciliğin sesini duyurmuş oldu.

Daha sonra bilhassa yuvarlak örmecilik 1914 yılına kadar çok fazla bir ilerleme gösteremedi. I. Dünya Savaşı yıllarından sonra hızlı ortaya çıkartılan yapay elyaf ve ipliklerinin de etkisiyle örme makineleri, yani örme metotları ve örme örgüleri; dolayısıyla da örmecilik endüstrisi süratle gelişti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni bir sıçrama ile son yılların süper denebilecek hem mekanik hem elektronik esasa dayalı olarak meydana gelmesi, bu alandaki gelişmeleri hızlandırmış ve son 30 yılın getirdiği metot ve oto-mekanik temelli elektronik makine ve örme teknolojisi doruk noktasına ulaşmış bulunmaktadır. Böylece örmecilik ilk zamanlardan beri dokuma ile olan rekabetine ilave olarak, şimdi kendi bünyesinde olan örme metotları sayesindeki amansız çekişmesiyle de daha çok gelişmeye elverişli bir kimlik kazanmıştır. Örmecilik sanayi dalında en çok gelişme kaydeden bir teknolojiyle ilerlemektedir. Son 10 yıl içinde tamamen elektronik yuvarlak örme makineleri piyasada rağbet görmektedir. Bu da örme makine üreticilerini yeni teknolojiye ve daha hızlı devirle çalışan makine üretmeye yönlendirmektedir.

Örmenin Türkiye’deki Yeri

Bilindiği   gibi   örme  mamül   üretimi   son  yıllarda,  1950’lerde  ileri   batı ülkelerinde, 1970    yılından  itibaren ise  Türkiye’de   hızlı  bir  üretim  artışına  girmiştir.  Örneğin  Almanya’da  1970-86   döneminde  dokuma  kumaş  üretimi  yalnızca   % 30   artarken, aynı  dönemde  örme  kumaş üretimindeki  artış  10  katına  çıkmıştır.

Bizde  ise  1980’de   örme  konfeksiyon  ihracatı   yok denecek   düzeyde  iken  1989’da  70000   ton   civarında  gerçekleşmiştir.  Örme  kumaşların  üretiminin   artmasının   bazı  nedenleri  vardır. Bunları  şu  şekilde  sıralamak   mümkündür:

a)  Örme  kumaşların  üretim   maliyeti  dokuma  kumaşa  göre  daha  düşüktür   ve  iplik  bobinini   makineye  takıp  hemen  yüzey  oluşumunu   başlatmak mümkündür.

b)  Örme  kumaşların  üretim  ve  kullanım  paleti  yaygınlaşmıştır. Eskiden  % 100  pamuklu örme  mamül  yalnızca  iç  giyimde   çamaşır  olarak  kullanılırken  bugün  yatak  çarşafından  tutun  da, giysi  hatta  tela   üretimine   kadar  çok   geniş  bir   alanda   kullanılmaktadırlar.

c)  Diğer  yandan  esnek,  vücudu  saran, az  buruşan   ve   giyimde   rahatlık  hissi  veren   bu  kumaşlar  yine   günümüzde  çok  önemli  olan  serbest  zaman  ve  spor  giyimde   çeşitlenerek    yaygınlaşmıştır.

Örme Makinelerinin Sınıflandırılması

Örme makineleri sınıflandırılırken  ilmek oluşturan   iplik sistem sayısı,  iğnelerin sıralanış  şekli, iğnelerin  kendi  başlarına  ve   ipliklere göre  hareket etme prensipleri   göz önüne alınır. Daha  detaylı  bir  sınıflandırmada ise    iğne yatağı  sayıları, ebatları, desenlendirme  tertibatları, ürettikleri   kumaş   tipleri de  sınıflandırma için kriter  oluşturabilir.

Bu bölümde  örme makineleri  yukarıda   bahsedildiği gibi;
– Tek iplikli  (atkı)  örme makineleri,
– Çözgülü  örme makineleri
olarak  iki  ana  bölümde  incelenmiştir.

Tek  iplikli  (atkı  yönlü)  örme  makineleri   ve   çözgülü  örme  makineleri  kendi  içlerinde  temel  örme  prensipleri  aynı  olmasına  rağmen  makine  konstrüksiyonlarındaki  farklara  göre  sınıflandırılır.  Bu  sınıflandırma aşağıdaki   tabloda   gösterilmiştir.
Atkı     Yönlü   (Tek   İplikli)  Örme    Makineleri:

Tek iplikli  (atkı)  örme makineleri   tek  bir  iplik bobiniyle   bile   ilmek  yüzeyi  oluşturabilen   ve  tek  tek   iğne  hareketli   veya   topluca  iğne  hareketli  olarak  örme  işlemini   yapabilen   düz  veya  yuvarlak  konstrüksiyonlu  örme makineleridir.

Tek  iplikli (atkı)  örme  makinelerinin   sınıflandırılması;

Tek iplikli  (atkı)  örme  makineleri, öncelikle  iğne ve iplik  hareketlerine  göre   ilmek  oluşturma  şekline   göre  ikiye  ayrılır.  Bu  gruplarda  kendi  içlerinde  bölümlere  ayrılarak  sınıflandırılır.

A- Örme  iğnelerinin  tek  tek  hareket  ettiği  iplik  sabit  iğne  hareketli  atkı
örme  makineleri;
a) Triko  (düz)  örme  makineleri  (düz  iğne  yataklı  makineler),
b) Yuvarlak  örme makineleri  (dairesel  iğne  yataklı  makineler).

B-  Örme  iğnelerinin  topluca  hareket  ettiği  iplik  hareketli, iğne  sabit atkı  örme   makineleri;
a) Düz  iğne,
b) Raylı  cotton (kulier)  örme  makineleri  (esnek  iğneli  düz  örme  mak.),
c) Dairesel  iğne  raylı  yuvarlak  mayözlü-esnek iğneli-(kulier) örme  makineleri.

Piyasada, birinci  grubu  teşkil  eden, tek  tek  iğne   hareketli   tek iplikli (atkı)  örme  makineleri  daha   yaygındır.

İkinci  gruptan  iğnelerin  topluca  hareket  ettiği  sistemde  ise, düz  iğne  raylı cotton  (kulier)  örme  makineleri  yine   yaygın  olarak  kullanılmaktadır.

İkinci  gruptaki  dairesel   iğne  raylı  yuvarlak  kulier  örme  makineleri  ise  ilk  yapılan  makineler  olmasına   rağmen  bugün  çok   az  kullanılmaktadırlar.

Örme  iğnelerinin  tek tek  hareket  ettiği  atkı  örme  makineleri;

Dünyada  ve   Türkiye’de  örme  sanayiinde  en  yaygın   olarak   kullanılan, örme   makinesi   konstrüksiyonu, örme  iğnelerinin   tek  tek  hareket  ettirildiği   örme   makineleridir.

Bu  örme  makineleri  tek  iplik  sistemiyle  ilmek  oluşumunu   sağlayarak  örme   işlemini  gerçekleştiren   düz  veya  yuvarlak   konstrüksiyonlu   örme  makinesi  sistemidir.

Tek tek   iğne  hareketli (iplik sabit-iğne  hareketli) atkı  örme  makinelerinde  örme   prensibi;

Genellikle, tek  iplikli  örme  (atkı  yönlü  örme)  makinelerinden, triko  (düz  örme)  ve  yuvarlak  örme   makinelerinde, örücü  iğnelere  tek tek  hareket  verilmesi  esasına  dayanır.

Tek tek iğne  hareketli  örme  sistemi  daha   önceleri  ilk  yapılan   çözgülü  örme  makinelerinde uygulanmasına  rağmen, günümüzde  bu sistem   çözgülü  örme makinelerinde  uygulanmamaktadır.

Bu makinelerde  genel  örme  prensibi; sabit  bir  noktaya  oturtulmuş  (cağlık)    bobin  veya  bobinlerden   sağılan  ipliğin  direkt  olarak  çeşitli  kılavuzlardan  geçerek  ve  mekik  (iplik  kılavuzu)   adı  verilen  besleme  ünitesiyle  örme  iğnelerine  verilmesi;  örme  iğnelerinin de  kilit  adı  verilen  ve  iğne  hareketini  düzenleyen  sistemlerle  hareket  ettirilmesi  ile  ilmek oluşturmasıdır.

İlmek  bu  sistemde  yan  yana  oluşturulur  ve  birleştirilir. Bir  yatay  sıra  tamamlandıktan  sonra, bir  üstteki  ilmek sırası  bunun   üzerinde   oluşturulur. İlmek  oluşturma  bu  şekilde  devam  ederek   örme  kumaş  meydana  getirilmiş  olur.

İğneye    hareket    bir   kam   mekanizmasıyla   verilir. Tek  tek  hareketli çalışma  sonucunda, iğne  üzerine  gelen  kuvvetler  tek  tek  iğne  üzerine  dağıtılmış  ve   kuvvet  azaltılmış   olur.  İğnenin  sürtünme  kuvvetini  yenmesi  daha  kolaylaşır, çalışma  hızı yükseltilebilir, fakat  ipliğe  gelen  yük  artar, bu  da ipliğe  zarar  verir.

Tek  tek  iğne  hareketli  sistemde  ilmek  sıklığı  iğnelerin  çekimi  ile  ayarlandığı  için   ilmeklerin  sıklık  ayarları   tek  tek  yapılabilmektedir.

Bu nedenle, çalışma  esnasında  istenilen  bölümde   sıklık  değiştirilebilmekte   ve  yeni  örgü  strüktürleri  oluşturulabilmektedir. İpliğin  sabit  bir  noktadan  verilmesi, iğnenin  ipliğe  uygulayacağı  kuvvet  açısından  ve   ipliğin  rahat  çalışması  açısından   pozitif  bir  etki  yapmaktadır.  Bu  şekilde  ipliğe  verilecek  zarar  daha  az  olacağı  için, daha   düzgün  ve  daha  verimli  bir  çalışma  yapılmış  olacaktır.

Bununla  birlikte iğne dilinin  açılıp  kapanması  esnasında  iplikte  gerilmeler, boy  değişmeleri  olur.  Eğer   iplik  zayıfsa, kırılgansa  çok  tahriş  olur  ve  kolaylıkla  kopar. Bunun   için  iplik  mümkün  olduğunca  gevşek  verilmeli, gergin  olarak  verilmemelidir.

Tek  tek  iğne  hareketli  sistemlerde  tüketilen   iplik   miktarı  ise; ipliğin  gerginliğine, makinenin  inceliğine  ve   üretilen  kumaşın  sıklığına  bağlı  olarak   değişmektedir.

Örme  iğnelerinin  tek  tek   hareket  ettiği  atkı   örme  (tek  iplikli)  makinelerinin    sınıflandırılması;

Tek  iplik  sistemiyle  ve  iğnelerin  tek tek hareketi  ile  örme  kumaş  üreten   makineler  iğnelerin   yerleştirilmiş  olduğu   yatakların  şekline  ve  sayısına  göre  sınıflandırılır. Ayrıca  ürettikleri  kumaş  ipine, inceliklerine,  desenlendirme   donatımlarına, en  veya  çap   ölçülerine, sistem   sayılarına  göre de    çeşitli   sınıflandırmalar  yapılmaktadır.  Ancak, bu  ikinci  grup  sınıflandırmalar, ana   grup  olan   yatak  şekillerine  göre  yapılan   sınıflandırmaya   ek   olarak   detay   özellikleri   açıklayıcı  ve  belirleyici   adlandırmalar  olarak    kullanılmaktadır

Buna  göre   iğnelerin   tek  tek  hareket   ettiği   atkı  (tek  iplikli)  örme  makineleri  aşağıdaki  gibi  sınıflandırılır.
A – Triko (düz örme)   makineleri; düz   iğne  yataklı  ve  tek tek  iğne   hareketli  atkı   örme   makinelerinde  kendi   içlerinde  sınıflandırmak   mümkündür.

B – Yuvarlak   örme   makineleri; dairesel  yataklı  ve  tek  tek iğne  hareketli  atkı  örme  makinelerini  de  aynı  düz  iğne  yataklılar  gibi  çeşitli  açılardan  sınıflandırmak  olanağı vardır.
Triko  (Düz  Örme)   Makineleri:

Piyasada yanlış  bir  isimlendirmeyle, triko   makineleri, triko  örmeciliği,
triko  kazaklar  vb.  şeklinde  ifade  edilen  ve  bilinen  düz  iğne  yataklı, tek  tek  iğne  hareketli  atkı  örme  (tek   iplikli  örme)  makineleri  ile  bu  çeşit  örme  ürünleri için   direkt  olarak  düz   örme   makineleri   terimi de  kullanılmaktadır. Ancak  bu  terimde  RL  düz   örgülü   kumaşlar  (süprem  gibi)  üreten  makineleri   çağrıştırdığı  ve   ayrıca   düz   raylı   topluca   iğne  hareketli  makinelerde  (cutton   makineleri)  karıştırıldığı    için   tam   karşılık  olarak  piyasada   kabul   görmemiştir.  Buna   karşılık   Triko   terimi  düz   yataklı, tek  tek   iğne   hareketli   makineleri    tanımlamak  için  çok  yaygın  bir  şekilde  kullanılmaktadır  ve   yerleşmiş   bir   terimdir.  Bu  nedenle  burada   triko   ve  düz  örme  terimlerinin  birlikte  (eş  anlamlı)  kullanılması  uygun   görülmüştür.

Triko   (düz  örme)    makinelerinin   kumaş    örme   prensibi:

Triko  (düz  örme)  makineleri, iğnelerin   yan  yana, tamamen   doğrusal   yataklar  üzerine  açılmış  iğne   kanallarına   yerleştirilmesi, bir  kilit   mekanizması   yardımıyla  iğnelerin   ayrı  ayrı   hareket   ettirilmesi  ve   buna   uygun   iplik   yatırımı   ile   örme    işlemi   yapan    makinelerdir.

Triko  (düz   örme)   makinesinde,  örme   mekanizmaları   düz  ve    yatay  bir   haldeki  iğne    yatağı   üzerindedir. Örme  işlemi   kilit   sistemiyle, bağlı   olduğu    kızağın   makinenin   bir   kenarından   diğer  kenarına  örülen   genişlik   boyunca    gidip  gelmesi   ile   oluşur.  İplikler   bobinlerden, örme   iğnelerine   direkt  olarak  ve  negatif-serbest  şekilde  beslenir.

Triko   (düz  örme)   makineleri  bu  temel   örme   prensibine   uygun   olarak   çeşitli   yapı   ve    şekillerde  örme  ürünleri   oluşturmaktadır. Triko  (düz   örme)   makinelerinin   kolay   kullanılabilir olmaları, desenlerde   düzgün   ilmek   yapısı   ve   güzel   görünüm    vermeleri, yüksek   kalitede   üretim  yapmaları   nedeniyle   düz   örme   makinelerinin   kullanımı   yaygınlaşmıştır.

Günümüzde   triko   (düz  örme)  makinelerinde   metraj   kumaşların,   yarı   biçimlendirilmiş   ve   tam   biçimlendirilmiş   yarı   mamül   ürünlerin,  yine   tam  şekillendirilmiş   ve   makineden   çıktığında  kullanıma   hazır  olan  eldiven, çorap  vb.  gibi   bitmiş   ürünlerin  üretimi   yapılmaktadır.

Triko  (düz  örme)   makinelerinde  şekil  olarak  noktalı, delikli, kareli, diagonal, kabartmalı, saç   örgülü, yığmalı, çizgili   vb.  tek   renkli   veya   çok  renkli  örgü   ve   desenler   yapılabilmektedir.

Triko  (düz  örme)   makineleri,  desen   düzenlemelerini  mekanik   veya  bilgisayar  programlı  iğne   seçim  ve   iplik   kılavuz   seçim   donatımları   ile   gerçekleştirilebilen   makinelerdir. Triko  (düz  örme)  makinelerinin  kumandası  da   otomatik   olarak   mekanik   veya     elektronik   yöntemlerle   gerçekleştirilir.

İplik   cağlıkları   makinenin   genellikle   üstünde  veya   arka   tarafında  bulunmakta, iplikler   kontrollü   olarak   özel    örme   iplik    bobinlerinden  alınarak   sevk   elemanlarından, gerginlik   elemanlarından   ve   kontrol  elemanlarından   oluşan   iplik  sevk   ünitesinden   geçerek   iplik  kılavuzuna  ve   genelde   negatif  sevk   sistemi  ile   örücü   iğnelere   iletilmektedir.

Negatif   iplik   sevk   sistemi, yalnız   gerginliğin   kontrol   altında   tutulması  ile   uygulanan   ve  örgünün   şekline   göre   ve   örme   ayarlarına   bağlı  olarak   aşağıdan   örücü   elemanların  istediği   kadar   ipliği   zorlamadan  çekmesi   işlemidir.

Triko  (düz  örme)   makinelerinde, genellikle   kaba   örme   kumaşların  üretimi  yapıldığı  için   negatif   iplik   sevk   sistemi   tercih   edilmektedir.

Örme   yapısı   olarak  da   RL,  RR,  LL   örgüler   ve   kombinasyonları  uygulanabilmektedir. Makinenin   bütün   fonksiyonel   hareketleri  kumanda  donatımı  ile  otomatik  olarak   sağlanmakta,   doku   çekimi   ve   sarımı  ayarlı  veya   daha   ziyade   serbest    kontrollü  olarak  yapılabilmektedir. Üretim   miktarı   ise   örgü,   iplik  ve  özel  şartlara  göre  değişebilmektedir.

Yuvarlak  Örme  Makineleri:

Yuvarlak  örme  makineleri  genellikle  iplik  sabit, iğneler  tek  tek  hareketli  prensiple   çalışırlar. Ancak  iplik  hareketli  iğne  sabit  ve  topluca  iğne   hareket  olarak  çalışan  ramayözlü   tip  esnek  iğneli  yuvarlak  örme  makinelerinde  halen  üretilmektedir. Bir  veya   iki  takım  örme  iğnesi,  dairesel   düzende  dizilmişlerdir  ve  daire   şeklindeki  bu  hat   üzerine  açılmış  hareket  kanalında iğneler  olarak  hareket  ederler.

Bazı  yuvarlak  örme  makinelerinde  ise;  cağlık  ve  kilitler   döner, iplik   hareket  eder, iğnelerse  sabit  olup, sadece  kilidin  verdiği  hareketle   ileri-geri  gidip  gelirler. Bu  durum   sistem  sayısının  artmasına  pek  imkan  tanımamaktadır.

Örme  dairesel  bir  düzlemde  oluşur  ve   bir  kumaş  tüpü   oluşturur. Yuvarlak  örme  makineleri  triko  (düz  örme)  makinelerine  göre  2-3-4   hatta  8  misli   daha  hızlı   çalışırlar. Ayrıca  yuvarlak  örme   makinelerinde  hızın   yanı sıra   sistem   sayısı da    fazladır.  Triko  (düz   örme)  makinelerinde  max  4  sistem  yerleştirilebilir  ki, bu  da   çalışacak   kısmı  arttırır. Yuvarlak   örme   makinelerinde  ise   ipliklerin  verildiği  yerin  sabit   olması  sistem   sayısının  çoğalmasına   imkan  vermektedir.

Yuvarlak  örme   makineleri  triko  (düz  örme)   makinelerine   göre   daha   ince   (yüksek   faynlı)  makinelerdir.  Bu  nedenle  yuvarlak    örme  makinelerinde   elde  edilen  kumaşlar  daha   ince   ve   daha  zariftir.

Bu   genel  bilgilerden  sonra   yuvarlak    örme  makineleri  aşağıdaki  başlıklar  altında  sırası  ile  incelenmiştir.
A  –  Yuvarlak  örme  makinelerinin  gelişimi,
B  –  Yuvarlak  örme  makinelerinin  örme  prensibi,
C  –  Yuvarlak  örme  makinelerinin  temel  elemanları.

Yuvarlak  Örme  Makinelerinin   Gelişimi:

Yuvarlak  örme   makineleri  el  örmeciliğinden   esinlenerek  uzun  bir  süre   zarfında  oluşan   bilgi   birikiminin, mekanik  yöntemlerle  ilmek  oluşumu    gerçekleştirmeye    yönelmesiyle  meydana   çıkmıştır. İlk  olarak  İngiltere’de   William   Lee   tarafından  1589  yılında  el  örme  makinesi  şeklinde   mekanik  ilmek oluşumu  gerçekleştirilmiştir. Bu  makinede  ilk  çorap  üretimi  yapılmıştır. Ancak   örme   iğnelerinin    dairesel   bir  şekilde  dizilmesi 1798  yılında  Monsievi  Decroix    tarafından   düşünülmüş  ve  yuvarlak örme  makinelerinin   temeli   bu  yıllarda  atılmıştır.

İlk   pratik  kullanılma  uygun   yuvarlak  örme  makineleri  ise   1836’da   Fransa’da   Jonve   tarafından  geliştirilmiş  ve  daha  sonraki  yıllarda  Berthelot  tarafından  da   gelişimine   devam   edilmiştir. Bu  ilk  makineler  küçük   çaplı,  çorap  üretimine   uygun   üretim   yapan   yuvarlak    örme   makineleridir. Özellikle  örme  iğnelerinin   yapılarındaki   ve   iğne  hareketlerini   düzenleyen  sistemlerdeki   gelişmeler,  yuvarlak  örme   makinelerinin  gelişmesine  olumlu   etkiler   yapmıştır.

Yuvarlak  örme  makinelerinde   1878’de  Griswold  çift  katlı,  RR  ribana  örme   tekniğini, 1910’da   da  Robert   Walter  Scott   firması   interlok   örgü   tekniğini   bulmuştur.  1918   yılında  da   Wildt  firması  tarafından   iki  ucu  kancalı  iğnelerle  ve  iğne   sürgülerinin   bulunmasıyla, LL  örme  (haraşo örme)   tekniği  yuvarlak  örme   makinelerinde   uygulamıştır.

Bütün   bu  gelişmelerden  sonra, ancak  1935  yılında   Mayer  firması tarafından  gerçek   anlamda   ilk   yuvarlak   örme  makinesi   yapılmıştır. 1939  yılında  da  seri   üretimlerine   başlanmıştır.

İkinci   dünya   savaşı  yıllarında  tamamıyla   duran   bu   gelişmeler  savaşın   bitmesiyle  1946  yılından   sonra  süper    denecek   bir  gelişme  göstermiştir.1963  yılından  itibaren  tüm   tekstil  makineleri  içinde   ilk  olarak  yuvarlak  örme   makinelerine   elektronik  uygulanmıştır. Bazı   firmalar  ise  elektronikten  çok, iplik   iletme   sistemlerini   geliştirerek  hızı  arttırmak  ve  belli  amaçlara  yönelik  makineler  yapma   konusu   üzerinde  durmuşlardır.

Yuvarlak   Örme   Makinelerinin  Örme  Prensibi:

Yuvarlak  örme  makin eleri, iğnelerin   yan yana   ve    dairesel  (kovan  halindeki)   iğne   yatakları  üzerine   açılmış  iğne   kanallarına  dizilmiştir.  İğne   yatağının  dairesel   hareketi   esnasında  kanallar  içinde   hareket  eden  iğnelere, iğne   yatağı   ve   kanallar  üzerinde   hareketsiz   ve   sabit   olarak  duran   iğnelere  hareket    veren  kilit   mekanizmalarının  yardımıyla  ayrı  ayrı  hareket  ettirilmesi  ve   buna   uygun   sabit  iplik  yatırımı  ile   örme   işlemini  yapan   makinelerdir.

Yuvarlak  örme  makinelerinde  örme   elemanları  ve   mekanizmaları   dairesel   olarak  yatay  veya  dikey  konumlardaki  iğne    yatakları  üzerinde  bulunurlar. Örme  işlemi, ipliklerin    iğne    yatağı  çevresine   belirli  aralıkla sıralanmış   çalışma   yerlerinde  (sistemlerde)  bu   iğneler   topluca  dönüş   hareketi   yaparken  aynı    zamanda   sabit  olan  kilit  sistemlerinden   uygun   hareketleri   almaları   ve   üzerlerine    yatırılan   iplikleri   çekerek   ilmek   oluşturmalarıyla  gerçekleşir.

Diğer  bazı   yuvarlak  örme  makinelerinde  ise   dairesel   düzlem   üzerine   yerleştirilmiş  iğne   yatakları, dönüş   hareketi   yapmaz. İpliklerin  yerleştirildiği  cağlık  ve   kilit   sistemleri  dönüş   hareketi   yapar.  Yuvarlak   örme   makinelerinde   bu   konstrüksiyon    daha   çok  LL   haroşa  tipi   ve   özel   örme   makinelerinde  kullanılır.

Yuvarlak   Örme   Makinelerinin  Temel  Elemanları:

Yuvarlak    örme    makinelerinde    örme      kumaşın    oluşabilmesi     için      aşağıda
sıralanmış  olan  mekanizmalara  ve  örme   elemanlarına   ihtiyaç  vardır.

Bu   mekanizma   ve  örme  elemanlarının   uyumlu  bir  koordinasyon  ile
çalışması  sonucu  örme  kumaş  meydana  getirilmiş  olur.  Yuvarlak  örme  makinelerinde  temel  mekanizma  ve  elemanlar  şunlardır:

–  Makine   iskeleti  (gövde  ve  şasi),
–  Hareket  verme  ve  iletme  mekanizmaları,
–  İplik  cağlığı  ile  iplik  sevk  ve  kontrol  elemanları,
–  Örücü  makine  elemanları,
a)  örme   iğneleri,
b)  iğne   yatakları,
c)   kilit  mekanizmaları  (örme   çelikleri),
d) iplik  kılavuzları  (mekikler),
–  Desenlendirme   mekanizmaları,
–  Kumaş  çekme  ve  sarma  mekanizmaları,
–  Kumanda  donanımları,
–  Kontrol  ve  güvenlik  elemanları.

Makine   İskeleti  (Gövde  ve  Şasi):

Yuvarlak   örme  makinelerinde  makine  gövdesi   yekpare   blok   veya  birleşik  konstrüksiyon   halinde    yapılan  ve   bütün   hareketli  ve  hareketsiz  çalışan  parçaları  üzerinde   taşıyan, çalışma  esnasında   makinenin  hareketsiz  durmasını  ve  sarsıntılardan  etkilenmemesini   sağlayan   temel   iskelet  yapıdır.

 Yuvarlak  örme  makinelerinin  şasi  kısmı  ikiye  ayrılabilir. Bunlar :

1 –  Alt  şasi  kısmı: Ayaklar  motor  ve  hareket  verme  şanzıman  sistemi  ile  kumaş çekme  aparatını  üzerinde  taşıyan   gövde   kısmıdır. Kumaş  çekme  mekanizması  alt  şasinin  yarı   yüksekliğine  dizayn  edilmiştir.
2 –  Üst  şasi  kısmı: Silindir  iğne   yatağı  ile  silindir  taşıyıcı   gövde ve  kapak  iğnesi   taşıyıcı  diskinin  oluşturduğu  gövde   üst  kısmıdır.

Fakat  RL  tek  yataklı (plakalı)  makinelerde  bu  iğne  yataklarından  ve  iğne  taşıyıcı  sütunlardan  birisi   bulunmaz. Genellikle, tek  yataklı  makinelerde  silindir  iğne  yatağının  kullanımı  yaygındır.

Yuvarlak  örme  makinesinin  çalışma  emniyetinin  ve  üretilecek  mamülün  kalitesinin   yüksek  olmasının  temel  şartı, makine  şasisinin  sağlam  ve  kalitesinin  yüksek  olması  gerekir. Makinenin  şasi  kısmının   mutlaka  burulma  sertliğine  sahip  olması  gerekir.   Bu  şekilde  hızlanma  ve  frenleme  esnasında  şasi  kısmına  gelecek  zararlar  önlenmiş  olacaktır. Şasinin  diğer  bir  görevi  ise, makine  üzerinde  oluşacak  titreşimleri  absorblamaktır.

Makinede   yüksek   hızın   oluşmasından  dolayı, elektronik  kumanda  donatımının  makinenin   yanına  konulması  gerekir.  Bu  sayede, makinede  bir  arıza  oluştuğu  anda, makinenin  hemen  kapatılarak, kumaş  üzerindeki  oluşacak  hatanın  minumum    seviyede   tutulması  sağlanmaktadır. Fakat  bu  makinenin  hızlanma  süresini  uzatır  ve   sonuç   olarak  şaside  büyük   burulma  kuvvetleri  oluşmasına  sebep  olur.

Yuvarlak  örme  makinelerinde  iskelet  dizaynı   yapılırken  dikkat  edilmesi  gereken  bazı  hususlar  bulunmaktadır. Bunlar:
a) Örme  kumaş  üretimi  esnasında  çalışan  elemanın kumaşı rahat görebileceği  ve  hatanın  oluştuğu  anda  hatayı  tespit  edeceği  şekilde  iskelet  dizaynı  yapılmalıdır.
b) Makine  şasi  kısmının,  makinenin  diğer  parçalarının   çalışma  akışını  bozmayacak   şekilde   yerleştirilmesi   gerekir.
c) Hareket  ve  elektrik  donatımlarının  tehlikesiz  çalışabileceği  şekilde  dizaynı  yapılmalıdır.
d) Makinenin  fazla  alan   kaplamaması   gerekir.
e) Çalışma  anındaki  hareketlere  rağmen, sarsıntısız  ve  dengeli  bir   halde  durabilmesi  ve  oluşabilecek   titreşimleri  absorbe  etmesi  gerekir.
f) Makine  şasi  kısmının  burulma  sertliğine  ve   savrulma   güvenliğine  sahip  olacak  şekilde  dizaynı  yapılmalıdır.
Bunun için yuvarlak örme makinelerinde genellikle üç ayak üzerine  dizayn  edilmiş  ve
yukarı  doğru   tartan  bir  iskelet  yapısı  vardır.

Bu  ayaklardan  her  birine  ısı, hareket   kontrol   ve  elektronik  mekanizmaları      yerleştirilmiştir.

Hareket  Verme   ve  İletme   Mekanizmaları:

Yuvarlak örme  makinelerinde  hareket  verme  mekanizmalarının  asıl   görevi, makine  işletme  güvenliğini  ve  üretilen  kumaş  kalitesinin  yüksek  olmasını  sağlamaktadır.  O  halde  modern  bir  hareket  verme  mekanizmasından  istenilen   özellikler  aşağıda  genel   olarak   açıklanmıştır.

1-  Makinenin,  frenlemeden  sonra   çalıştırıldığı  zaman  işletme  hızına  kesintisiz  bir  şekilde  yükseltilmesi   gerekir.
2- Oluşabilecek  bir  arıza  anında  makinenin   geciktirilmeden   durdurulabilmesi  gerekir.
3-  Makine  devrinin  ve  örgünün   kontrolü   için   elle  çalışan  hareket  mekanizmasının   olması  gerekir.
4-   Otomatik  seyir  için  dönme  sayısının  verilmesi   gerekir.
5-   Bakım  ve  temizleme  işlemi  için  devir   sayısının  verilmesi  gerekir.
6-   Boşa  çalıştırma  ve   silindir  ile  kapak  iğne  yataklarının   dönüşünü  sekronize   eden  mekanizmanın, silindir  ve  kapak  iğne  rayı  arasında  bulunması   gerekir.

Yuvarlak  örme  makineleri  ya  direkt  olarak  elektrik  motoruyla, ya  da  ortak  bir  transmisyon  teşkilatı ile  hareket  ettirilirler. Her makine; makine  çapı, sistem  sayısı,  makine  inceliği  iplik  ve  örme  kumaş  özelliklerine  göre  makine  farklı  hızlarda  ve  yüklemelerde  çalıştırılabildiğinden, motor  gücüde  makinenin  bu  özelliklerine   göre   değişmektedir. Yuvarlak  örme  makinelerinde  uygun  güçteki  elektrik  motorundan  alınan  hareket, kasnak  vasıtası  ile  ana  mile  iletilir. Ana  milden de   gerekli  yerlere  uygun  dişliler  ve  şanzıman  yardımıyla  dağıtım  yapılarak;

–    İplik  sevk  hareketi  organlarına,
– Örücü  üniteye (iğne  yataklarına  ve  örme  mekanizmalarına),
– Kumaş  çekme  ve  sarma  kısımlarına  iletilir.

Bazı   makine   konstüksiyonlarında    ise    aynı     hareket     kaynağından
yararlanılarak  toz    üflemek   için   pervane   donatımına, toz   emme  teşkilatına, hava üfleme ve  yağlama   teşkilatına da   hareket   verilebilmektedir. Özellikle  pervane, toz  emme   ve   yağlama  teşkilatları  ana  motordan   ayrı   olarak, küçük   özel  motorlardan  aldıkları  hareket  ile  çalıştırılmaktadır.

Bu  tür makinelerde  genellikle  hareketin  ayrıntılı  olduğu  yer  örücü  ünitelerdir. Örücü  üniteye  gelen  hareket ;

– İğne  yataklarına  (iğneler  hareketli, kilit  sabitse),
– Kilitlere  hareket  veren  yatağa  ve  cağlığın  topluca  dönmesini  sağlayan  bloğa  (iğne  sabit,  kilit  hareketli  ise),
– Jakar  donatımı  varsa   iğne  hareketiyle  birlikte  seçim  ve  dönme  işlemi  için  jakar  donatımına  iletilir.

Makinenin  durmasından  sonra, iğnelerin  ve  diğer  örücü  elemanlarının
hareketlerini   daha  rahat  bir  şekilde   izleyebilmek  amacıyla, makinenin  yan  tarafında  bulunan   bir  kol  vasıtası  ile  mekanik  olarak   el   ile  döndürülmesi  sağlanır.

Yuvarlak  örme  makinelerinde  motordan  alınan  hareketin   diğer  aksamlara  iletilişi   üç  şekilde  olur:

1- Alın  dişlisi  tertibatı  ile,
2- Konik  dişli  tertibatı  ile,
3- Sonsuz  dişli  tertibatı  ile.

Yakın  zamana  kadar  konik  dişli  kullanılmaktaydı. Bu prensipte hareket
eden  motor  ve   şanzıman  dışarıda  olduğundan  hareket  mil  vasıtası  ile  dışardan  veriliyordu. Bu   durum;

– Makineye  gelen  yükü  arttırır,
– Çalışan  kişi  için  tehlikeli  ve  zordur,
– Süratli  çalışmaya  imkan  tanımamaktadır.

Daha  sonra  ise   daha   süratli, dengeli   ve   güvenli  olan   sonsuz   dişli
geliştirildi. Alın   dişlisi  ise  daha  kullanışlıdır.  Hem  çok  daha  süratli  hem  de  bu  düzenek  makine  gövdesi  içinde   yapıldığından  temiz   ve   güvenlidir.

İplik  Cağlığı   ve   İplik  Sevk, Kontrol  Elemanları:

Yuvarlak  örme  makinelerinde  örme  işlemine  katılan  iplikler, bobinler  halinde  hazırlanır. Bu  iplik bobinleri, ipliklerin  düzgün  bir  şekilde  örme  bölgesine   sevk   edilmesi   için   cağlık  adı  verilen   bir   taşıyıcı  üzerine  yerleştirilmiştir.

Yuvarlak  örme  makinelerinde   cağlıklar   eski  tip  makinelerde   makinenin   üst  kısmına  bağlı  olarak   dairesel  bir  şekilde  yapılmıştır. Yeni  tip  makinelerde  ise  makineden   bağımsız  olarak  ayrı  bir  parça  halinde  dizayn  edilmiştir.

İmalatı  ilk  olarak  yapılan  yuvarlak  örme  makinelerinde  ipliklerin,  yani   cağlığın  dönmesi  söz  konusuydu.  Bu  nedenle, zorunlu  olarak  cağlık  makinenin  üst  kısmına   dairesel  bir  düzenle  yerleştirilmiştir. Yerleştirme  önceleri, üstten  cağlıklı   makinelerde   tek  boyutlu  olarak  düşünülüyordu. Taban  alanı  cağlığın  genişliği  kadar  boş  kalacağından  yerleştirmede   yer  sarfiyatı  açısından  sorun  çıkmıştır. Üstten  cağlıklı  sistemle  çalışmada  sistem  sayısının    artması   halinde   büyük    problemler   yaratmaktadır. Çünkü  sistem  sayısının artması ile  bobinleri  yerleştirmede   sorunlar  çıkacaktır.

Özellikle  bir  mekiğe  iki  tane  ipliğin  beslendiği   durumlarda  iplik  cağlığına  sistem  sayısının  iki   katı  kadar   iplik  yerleştirileceği  için  yukarıda   anlatılan   sorunun   önemi  kendini  daha  çok  belli  edecektir.  Ayrıca  ipliklerin  üst  cağlığa  yerleştirme  zorluğu, iplik  kopuşlarında  bağlama  zorluğu, kütlesel  ağırlığının  fazla  olması, iş  kazalarına   sebebiyet  verebilme  riski  vb. nedenlerden  dolayı  son  zamanlarda  üstten  cağlık  sistemi  yavaş  yavaş  terk  edilmeye  başlamıştır.

Bugün  daha  çok  yandan  ve  yerden  besleme  tipi   cağlıklar  tercih  edilmektedir.

Bu  durum  ise  yer  tasarrufu   sağlar, büyük  bobin   kullanabilme  imkanını  arttırır. İplik  rezerve  kontrolünün  rahat  bir  şekilde  yapılmasını   sağlar. Daha  rahat  ve  güvenilir  çalışılabilmesi   bakımından  ve   yüksek  sistemli  makinelere  çok  uygun  olması  vb.  sebeplerden  dolayı  yandan  cağlık  sisteminin  kullanımı  artmıştır.

Buna  ilave  olarak  son  yıllarda   cağlıklar   kapalı  bir  fanus  içine  alınmıştır. Fanusun  içinde  özel  bir  klima  tertibatı  vardır  ve   iplikler  buradan  borulara  iletilir. Böylece  ipliğin  tozlanması önlenmiş  olmakta  ve  iplik  dış  ortam  klimasıyla  ilişkili  olmadığından  neme  doymuş  olarak  ve  en  sağlam  halinde   bulunacaktır.

Cağlıktaki  bobin  üzerinden  sağılan  iplikler,  örme  iğnelerine  gelinceye  kadar  şu   kısımlar  üzerinden  sevk  edilirler

a)Kalınlık  (düzgünlük)  yoklama  ve  kontrol  elemanları:Çalışılan  ipliğin   numarasına  bağlı  olarak   farklı  iplik  geçme  delikleri bulunur. Her  iplik  numarasına  uygun  delikten  geçirilmelidir ki, bu  şekilde  kalın  ve  hatalı  kısımlar  örücü iğnelere  geçemeden, hatalı  ipliğin  kontrol  edilerek, örme   hatalarının  önlenmesi  sağlanmış  olunur.

b)Gerginlik  kontrolü  ve  sinyal  lambaları:Gerginliği   fazla    olan   ve    kalınlık   yoklama   kısmından   zor   geçen  ipliklerin, örme   kumaş  üzerinde  hata   oluşturmaması  için, ipliğin  gerilimin  etkisi  altında  kontrol  lambası  yanması  suretiyle makinenin  durmasını  sağlarlar.

İplik  Sevk  Sistemleri:

İplikler  yukarıda  belirtilen   ön  kontrollerden  geçtikten    sonra   örgünün   iplik   ihtiyacına   göre, çeşitli    ayar    durumlarına uygun  şekilde, belirli  bir  sevk  hızı   ve   gerilimle   örme  iğnelerine  iletilirler. Bunun  için  yuvarlak  örme  makinelerinde  kullanılan  iplik  sevk  prensipleri   şunlardır.

a)Negatif   iplik  sevki:İpliklerin  serbest   olarak, yalnız  gerginliğin   kontrol  altında  tutulması   ile  uygulanan, örgünün   şekline  göre  ve  örme  ayarlarına   bağlı  olarak  aşağıdan  örücü  elemanların  ipliği  çekmesi  yöntemidir. Buna  kuvvet  bağlı  iplik  sevki de  denilebilir. Desenli  örgülerde   her  beslemenin  farklı  olduğu  durumlarda  ve  özel  hallerde  kullanılabilir. Bu  yöntemde   ilmek  düzgünsüzlükleri   tam  kontrol  edilemez. Ringel  ve  jakarlı  makinelerde  uygulanır.

b)Pozitif   iplik sevki:İpliklerin  merkezi  bir  mekanizma  ile hız  ve  sevk miktarlarının  ayarlanarak, örme  ilmeğine   ihtiyacı  kadar  olan ipliğin  üstten  beslenerek   sevk  edilmesidir. Buna, şekle  bağlı  iplik  sevki de   denir. Bu  prensipte  ilmek  boylarına  gelen iplik  eşitlenebilir. Doku  kalitesi  daha  düzgün  ve  yüksek  olur.

Bantlı  ve  dişli  iplik  sevk  prensipleri  pozitif  sevk  prensibinin  en  belirgin  örnekleridir.

c)Birleşik  iplik  sevki:İpliklerin    gerginliklerinin, pozitif    şekilde    rezerve   edilip, negatif  şekilde  çekilmesi  veya  hem  gerginlik  hem de  sevklerinin   pozitif  olarak   yapılabildiği   yeni  yöntemler  geliştirilmiştir.  Böylece  daha  iyi  bir  iplik  hız  ve  gerginlik   kontrolünün  sağlanması  ile, verimli  bir  çalışmanın   ve   kaliteli  bir  dokunun   elde  edilmesi   sağlanmış  olur.

Yukarıda  anlatılan  iplik  sevk   sistemlerini  gerçekleştiren  sevk  ediciler  aşağıdaki  başlıklar  altında  açıklanmıştır.

a) Band  furnisörü
b) Yığmalı   (rezervli)  furnisör
c) Dişli  furnisör
d) Ruleli  furnisör

a) Band  furnisörü:  Çoğunlukla   büyük  çaplı  yuvarlak  örme  makinelerinde  kullanılan  band  furnisörleri  özellikle   her  sistemdeki  iplik  miktarını  sabit   tutmak  amacıyla  kullanılırlar.  Her  sistemin üzerinden  sonsuz  band  geçen  bir  role  takılmıştır.  Band  hareketini   bir  alın  dişlisi  üzerinde  bulunan  kasnaktan  alır. Kasnak  çevresini  büyültüp küçültmek  suretiyle, band  hızı  değiştirilir   ve   sevk  edilen    iplik    miktarıda   değiştirilebilir. İpliklerin  hepsi  aynı  hızla  çalışır  ve   bu  sistemde   bobin  üzerine  direkt
düğüm  yoklayıcısı da  yerleştirilmiştir. Elektrikli  kopuk  yoklayıcı  üzerinden   iplik, band

furnisöre  gelir  ve  iplik  band   ve  role   arasından  dönen  bandın  hızına  uygun   olarak   bobinden  çekilir.

Eğer  bu  sistemde, iplik, role  ile  band   arasından  sevk  ediliyorsa  pozitif  iplik  sevk  sistemi  ile, aksi  halde   yani  iplik  bant   altından  sevk  edilmiyorsa  negatif  olarak  iplik  sevkiyatı   gerçekleştirilir.

b) Yığmalı  (reserveli)  furnisör: Daha  çok  jakarlı  yuvarlak  örme  makinelerinde  uygulanan   iplik  sevk  sistemidir.

Jakarlı  örgülerde bahsedilen  pozitif  iplik  sevkine   uyan  furnisörler  kullanılmaz  veya   iptal  edilir.  Çünkü  her  sistemde  iğnelerin  farklı  hareketleri, farklı  iğne  seçimi  nedeni  ile  farklı  miktarda  iplik   gerekmektedir.

Bobinden   çıkan   bozuklukları   kapatmak  ve   iğnelere   gerekli  ipliği,  değişmeyen  gerginlik  altında   vermek  için   yığmalı  furnisörler   kullanılmaktadır.

Furnisör  üzerindeki  iplik  miktarı, iplik  cinsine  bağlı  olarak 5  ile  20  metre  arasında  değişir.

c) Dişli  furnisör:  Tüm  sistemlerde    birbirinden   bağımsız  olarak   bulunan  konik  dişli  şeklindeki, dişli  iplik  sevk  ediciler, merkezi   ayarlama  ile  çalışarak, iğneye  gidecek   olan   gerekli iplik   miktarını   ayarlarlar.  Dişlilerden  biri  makine  hızına  uygun  olarak   dönerken, ikinci  dişli  ise  diğeriyle  kavrama  durumundadır. Dişliler   birbirini    ne   kadar   çok  kavrarsa,  iğnelere  o  kadar   fazla   iplik   sevki   gerçekleşir.

d) Roleli   furnisör:  Yüksek  hızla  dönen, yüzü   parlatılmış  konikten  yapılmıştır. İplik  katlar halinde  konik  çevresine   sarılır   ve   buradan  da  iplik  kılavuzuna    gider. Yüksek  bir  iplik  sevki  için, üzerine   hızla  alınan  iplik  gerginliği  yükselerek   gerilim  farkları   giderilir  ve   farklı  gerilimdeki   ipliğin  ilmek  yapması   önlenir.

Örücü Makine Elemanları

Makine  üzerinde  örme  işlemini  yapan,  hareketli  ve   hareketsiz  kısımlar   örücü  makine   elemanlarını  oluşturmaktadır. Örücü   makine   elemanları  4  kısımdan  oluşmaktadır. Bunlar; :
a)   Örme   iğneleri,
b)   İğne   yatakları,
c)   Kilit   mekanizmaları,
d) İplik  kılavuzu.

a)  Örme   iğneleri:  Yuvarlak  örme  makinelerinde  tek  ucu  kancalı  iğnelerle,  yuvarlak  örme  haroşa   makinelerinde   ise   çift  ucu  kancalı   iğnelerle  çalışılmaktadır.

Esnek  uçlu  iğne  ise;   hızlı  çalışmaya ayak    uyduramadığı,   yeni  desenlendirme  imkanlarına  uygun  olmadığı, dayanıksız   olduğu   ve   sistem    sayısını   azalttığı   için   yuvarlak    örme  makinelerinde   bugün   önemini  yitirmiştir.

Çözgülü   örme  makinelerinde   kullanılan   ve    hızın  artmasında  büyük  rolü  olan  sürgülü  iğneler    ise    yuvarlak  örme  makinelerinde  uygulamaya  çalışılmaktadır.

b)  İğne   yatakları:  Basit  olarak  yuvarlak  örme  makineleri, triko  (düz  örme)  makinelerindeki  iğnelerin   daire  şeklinde   yerleştirilmesi  ile  elde  edilmiştir  denebilir. Ancak  burada  iğneler,  iğne  yatağındaki  iğne  kanallarına   yerleştirilmiş  olup, bu   kanallar   üzerinde   bulunan   hareketsiz   kilit   parçaları   tarafından   ilmek  hareketinin   yaptırılması  için   tahrik  edilirler.  İğne  yataklarının  numarası   makinede   kullanılacak   iğnelerin   numarasını   daha  doğru  bir  deyimle   makine  inceliğini  belirler.

İğneler  arası  mesafe  fazla  yani   iğne  yatakları  arasındaki  set  mesafe  geniş  ise, ilmekler  daha  büyük   olacaktır. Aksi  halde  doku   daha  sık olacaktır. Yuvarlak  örme  makineleri,  piyasa   tabiriyle   tek  plakalı   veya  çift  plakalı  olarak  üretilirler. RR   tek  plakalı  yuvarlak  örme  makinelerinde  genellikle, sadece   silindir  yatağı  olarak  tabir  edilen   iğne  yatağı  bulunur  ya  da  çift  plakalı   makinelerin   sadece  silindir  yatağı   iğneleri  veya   kapak   yatağı  iğneleri    çalıştırılarak   tek  plakalı  halde  kullanılır.

RR  çift  plakalı   yuvarlak   örme  makinelerinde  ise  silindir  yatağı  ve   kapak   yatağı   olmak  üzere   iki  adet  iğne   yatağı   bulunur.  Bu  iğne  yatakları   haroşa   LL   örme  makinelerinde   üst  üste  aynı   hizada   birbirini   karşılayacak   şekilde    yerleştirilir.

Çift  plakalı yuvarlak  örme  makinelerinde   silindir  ve   kapak  iğneleri   birbirleri  ile   90  derecelik   açı  altında,  dik   konumda  çalıştırılmaktadır.  Kapak  iğne  yatağı  silindir  iğne  yatağının   üstüne   monte  edilmiştir.

Ayrıca  iğneler, silindir   ve  kapak   iğne   yatakları   üzerinde   birbirlerine  göre   dik  fakat   çapraz  olarak  yerleştirilebilmesi  ile   ribana  düzeninde, yuvarlak  örme   makineleri  oluşturulur.  İki  çeşit  iğne  kullanılarak, iğnelerin, silindir  ve  kapak   iğne  yatakları   üzerinde  birbirlerine  göre   dik   ve  karşılıklı   olarak  yerleştirilmesi  ile  de   interlok   düzeninde  yuvarlak  örme   makineleri  oluşturulur.

Diklemesine  iğne  kanallı   ve   iğnelerin   iniş-çıkış  hareketi  yapmasına  göre   yapılan   iğne  yatağına   silindir  yatağı, iğnelere   silindir  iğnesi, yatay  kanallı  ve  iğnelerin  gidiş-geliş  hareketi  yapmasına  göre   yapılan  iğne  yatağına  kapak  yatağı   ve   iğnelerine  de   kapak   iğneleri   denir.

Bu   tür   iğne   raylarında   iğneler   hem  ileri-geri, hem  de  rayla  birlikte  dairesel  olarak  hareketlidirler.

İğne  yataklarının  yani  rayların  birbiri  ile   olan  aralıkları  iyi  ayarlanmış  olmalıdır  ki, istenen  bir  çalışma  yapılabilsin.  Bu  şekildeki  ray  sistemi  esnek   ve   kancalı  uçlu  iğne  ile  çalışmaya  göre  yapılır.

Yuvarlak   örme   makinelerinin  iğne  yatakları   makine  iğnelerini  belirleyen   aralıklarla   açılmış  kanalları  olan  ve  bu  kanallara  iğnelerin yerleştirildiği    makine  elemanlarıdır.

Yuvarlak   örme  makinelerinde  iğne  yatakları,  daire  şeklindedir  ve  üzerine  yerleştirilen  iğnelerle  birlikte   dönüş   hareketi  yaparlar.  İğne   yatakları   hem   bu  dönüş   aşınmaya  dayanıklı,  üstün   nitelikli  çelik  veya  çelik  alaşımlarından   yapılır. Ayrıca  çok   iyi   bir   şekilde   yüzey   tesfiye   işleminden   geçirilirler.

İğne  yataklarının  yapımında   başlıca  üç  hususa   önem  verilmesi  gerekir. Bunlar:

1 –  İğnelerin  her  türlü   hareketine  uygun  olması  gerekir,
2 –  Kilidin  üzerinde   rahatlıkla   hareket  edebilmesi   gerekir,
3 –  İplik   kılavuzunun  hareketine  elverişli  olması  gerekir.
c)  Kilit  mekanizmaları  (örme  çelikleri):  Yuvarlak    örme  makinelerinde  klasik   konstrüksiyonda   kilit   mekanizmaları   sabit  olarak  görev   yaparlar.

İğne  ve  platin  kilitlerin temel  görevleri, istenilen   örme  şekline  göre  iğnelerin  tek  tek   hareketlerini  sağlamak, örgü   hareketlerini  düzenlemek   ve  ilmek sıklığını  ayarlamaktır.

Hareketin  büyüklüğü  iğnenin   ebatına, formuna ve tutma düşürme platinine bağlıdır.
Bundan başka eğer değişik ayak boylarında iğnelerle veya yardımcı platinler ile çalışılıyorsa bunların çalışması veya çalışmaması için seçme görevini de yapabilirler.

Bu görevlerini iyi bir şekilde yerine getirebilmek için  kilit mekanizmalarında aşınmaya dayanıklı, üstün nitelikli çelik veya çelik alaşımlarından yapılması gereklidir.

İğne, kilit içindeki kanallarda hareket ederken şu pozisyonlardan geçer:

1-İlmek için tam yükselme pozisyonu
2-Askı için yarım yükselme pozisyonu
3-Atlama için düz bir kanal içerisinden (yükselmesiz) geçme pozisyonu
4-Mekanizmanın geliş kısmına ileri geri veya yukarı aşağı hareketli ek bir parça ile ilmek boyu ve sıklık pozisyon ayarı
5-İlmek aktarma pozisyonu

Kilitler silindir ve kapakta olmak üzere, makinenin inceliğine ve çapına bağlı olarak sistem sayısı ile besleme sayısının adedi ile aynı olmalıdır ki her sistemde ayrı bir örgü hareketi ve ayarı yapılabilsin

Yukarıda sayılan hareketlerin yapılabilmesi için buna uygun kilit parçası lazımdır. Bunlar:
-İğne kaldırıcı: İğnelerin normal düz konumundan örme pozisyonuna getirir.
-İğne indirici: İğneleri aşağıya indirmede yardımcı olan karşılama parçasıdır. İğneleri normal  pozisyonundan  ilmek  sıkma   ve   düşürme   pozisyonuna  getirir.

-Karşılama   parçası:  Bu parça   iğneleri, ilmek  sıra   pozisyonundan   normal  pozisyona   getirir.
-Emniyet  ve  iğne   sevk  parçaları: İğnelerin  düzgün  bir  şekilde  sevkini  sağlar   ve    aynı  zamanda   kilidin   üst  kısmını   kapatır.
-Kilit  mekanizması  içinde  ilmek  sıralarının   düzgün  olarak   yapılmasını  sağlamak   amacıyla, ilmek  sıklığını  ve  yüksekliğini  ayarlayan  bir  sıklık  parçası  vardır.

d)  İplik  kılavuzları  (mekikler): Yuvarlak  örme  makinelerinde  iplik  kılavuzları  çeşitli  şekillerde  değişik  örme   araçlarına  göre   yapılabilen,  üzerinde  ipliğin  geçtiği  kanal  ve  gözleri   bulunan   örmeye  yardımcı  elemanlardır. Her  sistem   için  en az  bir  adet  olmak üzere  iplik  kılavuzu    yerleştirilir.

İplik  kılavuzlarının  yuvarlak  örme  makinesindeki  ana   görevleri  bobinlerden   gelen  kontrol  edilmiş,  gerginliği  ayarlı  ipliği örme  iğnelerine en   uygun  şekilde  yatırarak   vermektir.  Bundan  başka   örme  esnasında  serbest  kalan   kapanacak   iğne  dillerini  tutmak  ve  kapanmasına  engel  olmak  görevini de  yerine  getirirler.

Her  sistemde  incelik  ve   sistem   genişliğine  göre  çalışan  iğne  sayısı,  iplik  kılavuzu  genişliğini  belirler.  İplik kılavuzu  genişliği  ise  makine inceliği  ve  kilit  konstrüksiyonuna  bağlı  olarak  değişir.  İplik  kılavuzunda,  arasında  iplik  sevk  edilen  özel  bir  delik  açılmıştır.

İplik  kılavuzunda  ipliğin  kesilmesini   önlemek   için  delikler  porselen   vb.  ile   kaplanmış   ve   iğneye    zarar   vermemesi  için   iğne  tarafındaki  iç  yüzü  sertleştirilerek  iyice   parlatılmıştır.

*Yuvarlak  örme  makinelerinde  iplik  kılavuzu  (mekik)  ayarı:İğnelere  doğru  iplik beslemesi, iplik  kılavuzunun  doğru  yerleşimine  ve   ilmek  yüksekliğine  hareket  eden  dillerin  tam  kapanmalarına  bağlıdır. İplik  kılavuzu  silindir iğneleri arasındaki  ayar   kancalı-dilli  bir  silindir iğnesinin  geçebileceği  şekilde  olmalıdır. Silindir  iğneleri ile  iplik kılavuzu  arası  ayarı,   yaklaşık  kısa  dilli  iğnelerde  0,5  mm.  uzun   dilli  iğnelerde   1 mm.   kadardır. Bu  aralık   daha  küçük  olduğunda,   iğne  dilleri  eğrilebildiği  gibi   iğne  kancaları

da  yıpranabilir.  Ayar  büyük olursa  da   iplik  yatırımı  güvenli  olmaz.  İplik  kılavuzu   iğnelerle  öyle  mesafede  olmalıdır ki, kapalı  dil  besleyicinin   arkasından   ve   altından   ona  değmeden   geçebilmelidir.

Makine  çift  plakalı  ise  kapak   iğneleri  ile   iplik  kılavuzu  arasında  da  ayar  yapmak  gerekir.  Burada da iplik  kılavuzu, kapak  iğne  dillerine  değmeyecek  şekilde   ayar   yapılır.  Ayrıca  iplik kılavuzlarının   kendi  aralarında  ve    topluca   ayarları da   uyumlu  olmalıdır.

Temel Örme Yapıları

Süprem:

Tüm  iğnelerin  ilmek  oluşturmasıyla  meydana  gelen    kumaşlardır. Tek  sistemde  tek iğne  ve  sadece  tek  çalışma  şekli   kullanılmasıyla  elde  edilirler.

 Lakost:

Tek  ve   çift  toplamalı  lakost   olarak  iki  şekilde   elde  edilir.  Tek  toplamalı  lakost  dört  sistemde, çift  toplamalı  lakost  ise  altı   sistemde  oluşur. İki  çeşit iğne  ve  iki  çeşit  çelik  kullanılarak oluşturulurlar. Stabilitesi  yüksek   bir  yapıya  sahiptir.

Kumaş  tek  katlı yapıya  sahiptir. RL  örgü   konstrüksiyonudur.  Önde  R ilmek   ortada  ise  L  ilmek  mevcuttur. Fakat  bu  L  ilmekler süprem  kumaştaki  gibi  belirgin  değildirler. Bu, örgü  yapısından  kaynaklanır.

Lakost  kumaşlar  askı-ilmek  kombinasyonundan  üretilirler. Bir  sıra  ilmek-askı-ilmek-askı  şeklinde  giderken  diğer  sıra; askı-ilmek-askı-ilmek  şeklinde  gider. Çift  toplama  lakost  ise  yukarıda  tanımlanan sıralar  ikişer  defa  tekrarlanmasıyla  oluşur. Bu kumaşı   oluşturmak  için  iki  iğne  kanalına  ve  uzun-kısa   ayaklı  olmak  üzere iki  çeşit iğneye  ihtiyaç  vardır.

Kumaşın  yüzey  özelliği  ise;  çift  toplama  lakost  örgünün   ön   yüzünde    R  ilmekler  mevcuttur. Orta  yüzeyde  ise   askı  formu  oldukça  belirgin  bir  şekilde  fark  edilir.  Kumaşın  boyuna  esnekliği   az, enine  esnekliği  süprem  kumaşlara   göre  daha  iyidir. Dolgun  bir  tutum  vardır. Kullanım  alanı  ise;  spor  alt-üst  giyimlerde   klasik  lakost   T-shirt   geniş  bir  kullanım  alanına  sahiptir. Yatak   kıyafetlerinde  de  kullanılır.
Vanize:

Doku  oluşumu  süprem  örgü  sisteminden  farklılık  göstermez. Buradaki  tek  fark  iplik  beslemesinin  çift  iplikle  oluşmasıdır. Aynı  noktadan   iki  iplik  beslemesiyle   elde    edilir.  Beslenen  iplik  hammaddesi   aynı  veya  farklı  materyalden  oluşabilir.

İki  İplik:

Bu  örgü iki  farklı  numarada   iplik  kullanılarak   dört  sistemde  oluşturulur. Mekik  üzerinden   öncelikle   kumaş  yüzeyinde  görülecek  iplik,  arka  delikten  ise   daha  çok   ters   yüzünde   görülecek  iplik  geçirilir. Arka  yüzde  görülecek   iplik   daha  kalın   numarada   olan   ipliktir.

İki  iplik kumaşlar  tek  plakalı  platin  donatımlı  yuvarlak  örme  makinelerinde  üretilmektedirler.

Bu  kumaş   özel  platinler  yardımıyla  oluşturulmuştur. İki iplikle  çalıştırılmıştır.  Astar iplikler   askı   formu   kazanarak arka yüzeyde  yer  alırlar.

İlk  sırada ön yüzde   görülen  iplikler  tüm  iğnelerle  örülür. İkinci  sırada  bu   astar  iplikleri   platinlerin  etkisiyle  üç  iğne  atlayıp   astar  formunda   yer  almıştır. Ön   yüzde  bu  astar  iplikler   görülmez, normal  ilmekler  mevcuttur.  Arka  yüzeyde  ise  tamamen  astar   iplikler   hakimdir.  Kumaşın  enine-boyuna  esnemesi   oldukça  sınırlıdır.  Bu  özellik   astar  ipliklerinin  örgüye   kazandırdığı   sağlamlıktan  kaynaklanır. Kumaşın  dolgun   bir   tutumu  vardır.
Üç  iplik:

Bu  örgü  yapımında   üç iplik  kullanılır.  Kullanılan  üç   iplikten  ikisi  aynı   numara  diğeri  farklı  numara  ipliktir. Bunlardan  birincisi  kumaş  yüzeyinde, diğeri  arada  dolgu  görevi  yapar. Kalın olan  iplik  ise  kumaş  tersinde  görülmektedir. Kullanılan  iplik,  zemin ipliği  ve  bağlantı  ipliği  Ne 30/1, astar  ipliği  olarak  10/1  karde  ipliği  kullanılır.

Ayrı  ayrı üç  ipliğin  (zemin, astar  ve  bağlantı ipliği)  daha  sağlam  yapı  oluşturacak  ters  yüzey  meydana  getirecek  şekilde  örülmesiyle elde  edilen  örgü  çeşididir.

İki  ipliğe  göre  ağır  ve  gramajlıdır. Bu  örgülerin  en önemli  özelliği  kalın  ipliğin  yüzeyde   daha  az  görünmesi   sağlanarak  iki  yüzeyi  farklı  renk  kumaşlarda  yüzey  görüntü  niteliği  sağlanmıştır

Üç  iplik  örme  kumaşlar  tek  plakalı  yuvarlak  örme  makinelerinde  kullanılır. Üç  iplik  makinelerinin   süprem   makinelerinden   farkı  mekik,  platin, iğne  ve  kilitlerin  yapı  ve   dizilişlerinin  üç  iplik  için  özel  olmasıdır.

Üç  iplikli  örme   platin  dizimlerinin  değişik  şekilde  hazırlanması  ve  üç  ayrı  kanaldan   iplik  beslenmesi   yapılması  ile  elde   edilen   örgü  çeşididir. Örgüde  aynı  numarada   kullanılan  iki iplikten  biri  zemin, diğeri  ise  bağlayıcı  ipliktir.  Üçüncü  iplik  ise   bağlayıcı  iplikten  daha  kalın  olan  hav  ipliğidir  ve   kumaşın   tersinde   atlama  şeklinde  görülür.  Kumaş ön  yüzü  normal  R  ilmekli  çubuklara  sahiptir. Arka  yüzeyde  ise  file  görünümlü  bir   yapı  vardır.  Bu  fileli  görünüm   astar  ipliğin   atlamasından  kaynaklanır.  Bu  kumaşın   enine  stabilitesi  iyidir.  Elastikiyeti  ise son  derece   sınırlıdır.
İnterlok:

Bu  kumaş, piyasada  interlok  kumaş  adıyla  tanınır. Kumaş  çift  katlı yapıdadır. RR  örgü  sitrüktüründedir. Her  iki  yüzünde de  ilmek  R ilmek  çubukları  görülür. Kumaş  enine  esnetilse   L ilmekler  görülmez. Bütün  interlok  kumaşlar  çift  plakalı  yuvarlak  örme  makinesinde   üretilirler.

İnterlok  kumaşlarda  örme  tekniği  iğne  düzenine  bağlıdır.  Her  iki  rayda  iğneler

karşılıklı  pozisyondadır  ve  iğneler  bir  kısa  bir    uzun  şeklinde  dizilir.  Karşılıklı  bulunan  iğnelerden  biri  uzun  biri kısadır.  İnterlok  örmede  üretim yarı  yarıya  düşer. Çünkü  iki  kursda  bir  sıra  örülmüş  olur.

Kumaşın  her  iki   yüzü   de  dengeli  ve   homojendir.  İlmek çubukları  her  iki  yüzde de  karşılıklıdır.  Her  iki  yüzde  kullanılabilir.  Ön  ve  arka  yüzü  pürüzsüzdür.  Sıkı   bir  yapıya  sahiptir.  Örgü  raporu  çift  plakada  ve  karşılıklı  oluştuğu  için  ve  kullanılan  hammaddelerinde  aynı  kalması   kaydı  ile  üretilen  en  kalın  tek  iplikli kumaştır.  Dikey  yönde   yatay  yöne  göre  daha  yüksek   bir  elastikiyet   ve  esneklik  özelliğine  sahiptir. Boyutsal   stabilitesi  ve  şeklini  koruma  özelliği  yüksektir.  Kenarlarda    kıvrılma  gözlemlenemez .

Ön  ve  arka  yüzey  arasında  hava  olduğundan   daha  iyi  ısı yalıtım  özelliğine  sahiptir.  İç giyim  ve  özellikle  spor  üst  giyimlerde  geniş  bir  kullanıma  sahiptir.
Penye  Ribana:

Kumaş  çift  katlı yapıda  olup  her  iki yüzde  de  R  ilmek  çubukları  görülür.  Kumaş  enine  esnetildiğinde   çubuklar  arasında  L  ilmekler  görülür.

Tipik RR  strüktüründedir   ve  iplik   sırayla   ön  ve  arka  rayda   örülür. Bu  iplik  örülme  nedeniyle   ribana  kumaşların   enine   yönde  yüksek  büzülme  ve   elastikiyet  özellikleri  vardır. Kumaş  dengeli  bir  yapıya  sahiptir.  Bu  nedenle  kesim  kenarlarında kıvrılma  görülmez.

Yuvarlak  örme  penye  ribana  kumaşlar   iç  giyim, yazlık  ve   dış  giyimde  kullanılır.

Selanik:

Kumaşın  arkasında   boyuna  yönde  belirgin  fitil  yapıları  görülürken,  ön  tarafta  birbirine  bitişik R  ilmek çubukları  gözlemlenmektedir.
Selanik  kumaşların  örülmesinde  örgü  iki  sırada  bir  sıra  olarak  yükselir. Yani arkada  bir  ilmek  sırası  önde  iki  ilmek  sırasına  denk  gelir.

Yuvarlak  örme  selanik  kumaşların  stabil,  tok  ve sıkı yapıları vardır.  Ribana  kumaşlar   enine  yönde  %5-10  arasında   bir  esneme  gösterir  ağır bir  kumaştır.

Bayan, erkek, çocuk ve bebek dış giyiminde, ceket, hırka,kazak  yapımında kullanılırlar. Kısmen iç  giyimde de  kullanıldıkları  gözlemlenmiştir.
Kaşkorse:

Kumaşın  her    iki   yüzünde  de   R  ilmekler  mevcuttur. Kumaş  esnetildiğinde   aralarda  kalmış  L  ilmekler  görülür.

Kaşkorsedeki   oluşum  tekniği, 2  iğne  çalışır  2 iğne  çalışmaz   şeklindedir. Önde   2  iğne  çalışmazken   arkada   2  iğne   çalışmaktadır.  Böylece   kumaş  fitilli  bir   yapıya   sahip  olmaktadır.

Kaşkorsede  yapı  özelliğinden   kaynaklanan   bir  esneme   söz  konusudur.  Süprem  örgülere  göre   daha  iyi  enine  esnemeye   sahiptirler. Bu  yüzden  lastik  örgü  de  denir.

Kumaşın  her  iki  yüzünde  de   R ilmekler  hakim  durumdadır. Homojen  bir  strüktüre  sahiptir. Kumaşın her  iki  yüzündeki  görüntü   ve özellikleri  aynıdır.  Her  iki  yüzü de  ön yüz  olarak kullanılabilir.

Kısmen  iç  giyimde  olmakla  beraber, dış  giyimde  de  yazlık  hırka ve  yelek  biçiminde  kullanım alanı  bulurlar.  Genellikle  bayan iç  ve  dış giyiminde  tercih  edilir.  1*1  ribana  kumaşlara  göre  daha  az  esnek  ve  dolgun bir  yapısı  vardır. Sıhhi  ve  rahat  bir  kullanımı  vardır. Bakımı  problemsizdir.  Ütülenirken  enine  yönde  gerdirilmeden  işlem  yapılmalıdır.

Yuvarlak Örme  Havlu  (İlmek  Havlı)  Kumaşlar:

Örme  havlu  kumaşlar  havlu  örme  tekniğine  göre  iki  ipliğin  aynı  anda   örme  bölgesinde  örücü iğnelere   beslenmesiyle  üretilen  jarse  örme  ürünleridir. Kumaş  örüldüğünde, ipliğin  biri  önde   birisi  arkada  görülebilir.  Ayrıca  burada  birinci   iplikler   öbür  ikinci  ipliklerden  daha  uzun  halkalar  oluşturabilir.  Örülmeden  sonra  kesme  ve  tıraşlama  yapılmaz. İlmek  halkaları  dokuma  havluluk   kumaşlarda  olduğu  gibi  kesilirse, hav  haline  getirilerek  belirli bir  amaç  için  fırçalanırsa  örme  kadife  kumaş  elde  edilir.
Yuvarlak  örme  havlu  kumaş  üretiminde  kullanılan  örme  makineleri  tek  plakalı  yuvarlak  örme  makineleridir. Yuvarlak örme  havlu  kumaş  makinelerinin  en  belirgin   ayırıcı  özelliği  ilmek havı  oluşturmak için  özel bir  tertibatla  yerleştirilmiş hav  ipliklerini  kumaş  yüzünde  1,5-3,5 mm  kadar  dışarı çeken ilmek  havı  oluşturma  platinlerine  sahip olmasıdır. Elektronik   iğne  kontrollü  mini jakarla  kombine   edilerek desenlendirme  olanağına  sahiptirler. Genellikle 26-30  pus  arasında  ve  16-18-20-22  fein  inceliğinde  üretilir.

Örme  havlu  kumaş  makinelerinde  çift  gözlü  iplik  kılavuzlarından  iki  iplik  aynı  anda örme  iğnelerine yatırılır.  Bu  nedenle  kumaştaki  her  ilmek,  bir  zemin ipliği  ve bir  havlu  ipliği  olmak üzere  iki  ayrı  iplikten  meydana  gelir. Havlu yüzeyi   oluşturan  halka  kav  ipliği ile  oluşur.  Hav  iplikleri, özel  tertibata  sahip  hav  platinleri  ile  dışarıya çekilir ve  kumaşın   ilmek  havını  oluşturur.  Zemin  iplikleri  ise  örme  kumaşın  temel   yapısını  oluşturur.  İlmek  havaları   dokuma  havluluk  kumaşlarda  olduğu  gibi  kesilirse, hav  haline    getirilirse   ve  fırçalanırsa   örme  kadife  kumaş  elde  edilir.

Örme  havlu  kumaşlar  plaj  giysisi, elbise, çocuk  giyim, havlu, bornoz  ve bazı  alanlarda   kullanıldıkları  gibi  son  yıllarda   bilhassa  yatak  çarşafı,  nevresim  ve  bazı  maksatlar  yanında  sportif  ve  tıbbi   amaçlar  için  de  tercih  edilmektedirler.

Örme İpliğinin Temel Özellikleri

İplik  üretimi  tekstil  teknolojisinde  en önemli konulardan  biridir. Hem bir  tekstil  ürünü  hem de  daha sonraki   işlem  kademeleri için  bir  hammadde  sağlayabileceğimiz  bir  ipliğin  sahip olduğu  özellikler, bundan  yapılacak  dokuları  doğrudan  doğruya  etkilemektedir.  Üretim   yapılacak  doku  çeşidine  göre  uygun  ipliğin  seçimi  çok  önemli  bir  konudur.

Örme  ipliğin  kullanılacağı makineye istenen  doku  kalitesinde   uygun olarak  seçilmesi   ayrı   bir  önem  taşımaktadır.

Örme  İpliğinin    Yapısal  Özellikleri:
Örme  ipliğinin, örme  kumaşta  bulunması  gereken  hacimli, dolgun  ve  yumuşak  tutumu   verebilmesi  için  büküm  katsayısı   düşük   olmalı. İplik   yumuşak  ve  dolgun  bir  yapıya  sahip  olmalıdır.  Dokuma  ipliği;  büküm,  numara, düzgünlük  gibi  birçok  özellikler  bakımından  örme  ipliklerinden farklıdır.

Örme  İpliklerinde  Kullanılan  Hammaddeler:
Yün, pamuk, polyester, polipropilen, akrilik, asetat, nylon  ve de  baş  sentetik  maddelerdir.  Karışım iplikler  saf  ipliklerdir. Daha  çok  kullanılır. Tekstil  ipliklerinde  örme  kullanımı  yaygınlaşmıştır.

Örme  ipliklerinde  aranan  en önemli özellik   düzgün  yüzeyli  olmasıdır. Düzgün    yüzeye    sahip    olan    iplik, örme    işlemi    sırasında     iplik kılavuzlarında, sevk  organlarında  örücü  elemanlara  iplik  arasında  çalışma  rahatlığı  sağlar.

İpliğin  ana  makinede  örülüşü  sırasında   kılavuzlarla  sevk  ve  örme  elemanlarıyla    arasındaki  sürtünmeyi  azaltmak, statik  elektriklenmeyi  önlemek için  örme  ipliğinin  yapılanması  ve   parafinleme  gibi  işlemler  uygulanır.

Örme  İpliklerine  Uygulanılan  Hazırlık  İşlemleri:
Örme  ipliklerine  uygulanılan  hazırlık  işlemleri  şunlardır:
– İpliğin  kendi  özellikleri ve  doku  özellikleri  göz  önünde  bulundurularak  katlanması,
– İpliğin  bobinlenmesi,
– Antistatik  yağlarla  yağlanması,
– Buharlama  işlemi.

Örme Makinelerinde Kontrol ve Güvenlik Elemanları


Yuvarlak örme  makinelerinde  kontrol elemanları, mekanik, elektrikli  ve  optik olarak  çalışan, bir  hata  oluşumunda  örme  işleminin  hatalı  olarak  devam etmemesi   ve   makinenin  zarar  görmemesi  için  makineyi  hemen  durduran  güvenlik  elemanlarıdır. Kontrol  elemanları  yuvarlak örme  makinelerinde  iplikler   için, iğneler  için  ve  kumaş  için  tertiplenmiştir. Bu  tertibatlar;

a) İplik  kontrol  elemanları:İplik kontrolü, iplik sevkini  ve  iplik  beslemesini  tamamlayan  bir işlemdir. İplik  kontrol  elemanları  aşağıda  sırası  ile  açıklanmıştır;

b) Gerginlik  yoklayıcı: İpliklerin  kılavuzlara  belirli  bir  gerginlik  altında  verilmesini   sağlamak  amacıyla  konulmuşlardır.

Makine  üzerinde, iplik   gerginliğin   belirli  bir  değerin  üzerine  çıkmasına  müsaade   etmeyerek,  kırmızı  ışığı  yakar  ve   makine  durur.

c) Kopuş  yoklayıcı: İplik  kopmalarında  veya  iğne  hasarlarından  doğan  sorunlarla   elektromağnetik   veya   mekanik  koparma  faaliyete  geçer.

d) Düğüm   yoklayıcı:  İğnelere   hatalı iplik  gitmesini  önler. İplikteki çok  kalın yerler,  düğümler  vs.  bu  yoklayıcılardan  geçerken  takılır. Eğer  bu  iplik  kontrol  edilmeden  giderse   iğneye  hasar   verebilir.

e) Koparma  tesisatı: İplik  durdurucu  ve   iğne  denetleyicisinden  oluşur.  Makinede  doğacak  sorunlarda,  iplik  durdurucu   ve   iğne   denetleyicisi ipliğin kopmasını sağlar ve makineyi durdurur.

f) İğne kontrol elemanları: İğne kontrol elemanları iğne dili fırçaları ve iğne kontrol dedektörleridir.

a) İğne dili açıcısı yuvarlak fırçalar: Makinenin çevresi boyunca kapak ve silindir iğneleri için bir çok dil açıcısı fırça yerleştirilmiştir. Bu fırçalar her hangi bir sebeple açılamayan iğne dillerinin açılmasına yarar. Fırçaların serbest hareketli, yumuşak kıldan yapılmış olması faydalıdır.
Yuvarlak fırçanın görevi, silindir ve kapak tarağını temiz tutmak, birikmiş elyaf kümelerini uzaklaştırmak, iyi bir fiyonk, temiz bir kumaş elde etmek için önemlidir. Silindir yatağına tertiplenmiş  fırçalar, dik duran silindir iğnelerini 30derecelik bir açı ile durur.

b) İğne yoklayıcılar: İğne kırılmalarında ve hatalarında kırmızı sinyal vererek makineyi durduran ve bu sayede de arızanın nerede olduğunun tespit edildiği iğne kontrol elemanlarıdır. Makineyi durdurma olayı, iğne dilinin herhangi bir sebeple açılamadığı durumlarda, kapak dil yoklayıcıya çarpar ve yukarıya doğru itilen yoklayıcı elektrik sinyali ile makineyi durdurur.

– Doku kontrol elemanları: Doku kontrol elemanları yuvarlak örme makinelerinde örme esnasında ve örme sonrası görev yapan elemanlar olarak ikiye ayrılır.

– Örgü esnasında yapılan kontrol: Bu aletler optik sisteme göre çalışır. Üniversel aletlerde belirli örgüler, delikler ve desene bağlı olarak çalışan ilmeklerin düzgünsüzlüğü problem meydana getirir.

Bu   aletler ile  çalışmada, aletin  hassas  bir şekilde ayarlanması için uzun
zamana ihtiyaç olduğundan aynı örgünün makinede uzun süre çalışması gerekir.

Ayrıca doku yığılmasını önleyici kontrol dedektörleri vardır.

Delik yoklayıcılar: Dokuda bir yığılma meydana geldiği zaman silindir ve kapak iğne yataklarının tam ortasına fakat dokuya değmeyecek bir şekilde tertiplenmiş delik yoklayıcılar, kontrol ucunun oluşan yığılmaya çarpmasıyla doku hatası devam etmeden makine durdurulur.

Örgü sonrası yapılan kontrol: Örülen doku genişletici çemberden geçerek sarma silindirine gelir. Burada kontrol fotosel yardımıyla olur. Delik olduğunda fotesel ışığı dışarıya geçireceği için makineyi durdurur.

"bütün tekstilciler için"